32 episodes

Gezegen ve Yeşil Gazete ortaklığıyla hazırlanan 1 Nokta 5’te her Çarşamba iklim kriziyle ilgili birbirinden farklı konuları bir konukla beş soruda ele alıyoruz.

1 Nokta 5 Podfresh

    • Society & Culture

Gezegen ve Yeşil Gazete ortaklığıyla hazırlanan 1 Nokta 5’te her Çarşamba iklim kriziyle ilgili birbirinden farklı konuları bir konukla beş soruda ele alıyoruz.

    1 Nokta 5 #32: Dünya için harekete geçenler: İklim aktivistleri

    1 Nokta 5 #32: Dünya için harekete geçenler: İklim aktivistleri

    Dünya, insan eliyle ortaya çıkan iklim krizi sebebiyle yok oluşa doğru gidiyor. Ancak, bu yok oluşu durdurmak isteyen ve buna sebep olanlardan da hesap soran insanlar hâlâ var: İklim aktivistleri.
    1 Nokta 5’in 32’inci bölümünde gazeteci Merve Özçelik, genç iklim aktivisti Atlas Sarrafoğlu ile hem kendi aktivist olma hikayesini hem de iklim aktivizmini konuşuyor. 
    Sarrafoğlu, toplumda iklim kriziyle mücadelenin gençlerin sorumluluğunda olduğunun kanıksandığını ve bunu doğru bulmadığını belirtiyor: “Yetişkinlerin yaşadığı rahatlık, bolluk ve eğlencenin bedelini biz ödemek zorunda kalıyoruz. Üstelik yetişkinler hâlâ sorumluluk almaktan çok uzaklar. Bir de üstüne ‘Umudumuz sizsiniz’ diyorlar. En sevmediğim yorum aslında bu. Siz dağıtın ortalığı, biz sizin umudunuz olalım. Bu aslında bir haksızlık. Yetişkinler, alıştıkları hayatı terk etmek istemiyorlar, konfor alanlarından çıkmak istemiyorlar.”
    Değişimin kendimizde ve evimizde başladığını vurguluyor Sarrafoğlu ve ekliyor: “İnsanlığın aslında yüz yüze olduğu en büyük varoluşsal krizin içindeyiz. Ya günlük hayatınıza devam edip iklim krizini görmezden gelirsiniz, ya da değişimin bir parçası olmayı seçersiniz. Tarih sizin hangi tarafta olduğunuzu unutmayacak.”
    Yeşil Gazete ve Gezegen ortaklığıyla, Podfresh teknik altyapısıyla.

    • 23 min
    1 Nokta 5 #31: Sermaye ve iletişimin kıskacında ekoloji: Yeşil aklama

    1 Nokta 5 #31: Sermaye ve iletişimin kıskacında ekoloji: Yeşil aklama

    1 Nokta 5’te reklam arası. Ama yine konumuzdan çok da uzaklaşmış sayılmayız. Ekoloji artık reklamcıların, pazarlama ve PR uzmanlarının kullanmayı en sevdiği temalardan biri. “Markamızı alın, doğayı koruyun” gibi sloganlara uzun zamandır aşinayız. Akaryakıt şirketlerinin fidan dikme projeleri, içecek sanayinin plastik şişeleri geri dönüştürme girişimleri ve “sosyal sorumluluk” adı altında şirketlerin daha nice doğa dostu görünme çabalarına da bir süredir tanık oluyoruz. Hele hele Paris Anlaşması’nın ardından özel sektörün de tüm dünyada “net sıfır emisyon” hedefleri belirlediklerini, bankaların petrol, kömür ve doğalgaza yatırımlarını azaltmayı vaat ettiğini, holdinglerin ise çeşit çeşit yenilenebilir enerji ya da döngüsel ekonomi gibi kavramları öne çıkardığı çeşit çeşit taahhütlerini görüyoruz. PR dünyası doğa duyarlılığının tüketiciler açısından önemini bir keşfetti, pir keşfetti.
    Gelin görün ki bu vaatlerin çoğu pazarlama taktiğinden ibaret. Dahası, doğa dostu bir uygulamayı öne çıkarmak, şirketlerin tahripkâr faaliyetlerini örtme fırsatı sunuyor. Buna, giderek yaygınlaşan tabirle “greenwashing” yani “yeşil yıkama”, “yeşile boyama”, ya da – konuğumuz İklim Gazetesi’nin kurucusu gazeteci Merve Kara Kaşka’nın tercih ettiği üzere – “yeşil aklama” deniyor. Peki, şirketlerin geliştirdikleri doğa dostu söylemlerde “yeşil aklama” olup olmadığından ne zaman şüphe duymalıyız? Bu şüpheci yaklaşım bizi daha bilinçli bir tüketiciye mi dönüştürmeli? “Sıfır Atık” projesinde olduğu gibi şirketler lobi güçleriyle, yeşil aklama söylemleri geliştirerek hükümet politikalarına etki edebilirler mi? Siyaset ve sermaye birbirlerini kullanabilirler mi?
    Sermaye, iletişim, ekoloji ve siyasetin kesişiminde yer alan yeşil aklama olgusunu Merve Kara Kaşka ile masaya yatırdık. Bu söylemleri nasıl tanıyacağımızı ve büyüsüne kapılmadan günlük hayatımızda tercihlerimizi daha bilinçli bir şekilde nasıl yapabileceğimizi konuştuk.
    Yeşil Gazete ve Gezegen ortaklığıyla, Podfresh teknik altyapısıyla.

    • 42 min
    1 Nokta 5 #30: Büyüyen uzay çöpü sorunu dünya için bir tehdit mi?

    1 Nokta 5 #30: Büyüyen uzay çöpü sorunu dünya için bir tehdit mi?

    Nature Astronomi dergisinde, 22 Nisan 2022’de yayınlanan bir çalışmada astrofizikçiler dünya çevresindeki yörüngeyi ilk kez ilave bir ekosistem gibi dikkate alarak artan uzay aktivitesinin negatif yönlerine dikkat çektiler.  Çalışmada, dünyada havanın, suyun, biyolojik çeşitliliğin korunması için nasıl çaba gösteriliyorsa, aynı özenin yörüngesel uzay için olması gerektiğininin altı çiziliyor. Çünkü dünyada atıkların birikmesi gibi, gezegenin yörüngesinde de gün geçtikçe artan atık malzemelerin olduğu vurgulanıyor. 
    Bu atıklarının başında yapay uydular yer alıyor. Çalışmayı hazırlayan astrofizikçiler, özellikle milyarder iş insanı Elon Musk'a ait SpaceX şirketinin Starlink adlı uydu internet projesi kapsamında kullanılan yapay uydularını uzay yörüngesi için “istilacı” olarak tanımlıyor. 
    Dünyanın yörüngesinde artan uydu kirliliği bizi neden ilgilendiriyor? Bunun kime nasıl olumsuzlukları olabilir? Her ülke uzaya istediği kadar uydu gönderebiliyor mu? Uzay bu atıklardan nasıl temizlenecek? SpaceX’in uyduları istilacı bir hâle mi geldi? Uzay bir ekosistem midir?
    1 Nokta 5’in 30’uncu bölümünde, Gezegen editörü Zeynep Yüncüler soruyor, astrofizikçi ve popüler bilim yazarı Doç. Dr. Selçuk Topal yanıtlıyor. 
    Yeşil Gazete ve Gezegen ortaklığıyla, Podfresh teknik altyapısıyla.

    • 24 min
    1 Nokta 5 #29: Finans kuruluşlarının iklim krizine etkisi

    1 Nokta 5 #29: Finans kuruluşlarının iklim krizine etkisi

    İklim kriziyle mücadelede ilk sırada yer alan sorumluluk, fosil yakıt kullanımına son verebilmek. Bu ayrıca, finans kuruluşlarının, fosil yakıt projelerine ve şirketlerine yatırımlarını durdurması anlamına geliyor.
    1 Nokta 5’in 29’ncu bölümünde gazeteci Merve Özçelik, 350.org Türkiye’den Selen Baykara ile finans kuruluşlarının iklim krizi üzerindeki etkisini ve “Dumansız Para Sahası” adlı kampanyayı konuşuyor. Bu kampanya, kömürden çıkış taahhüdünü henüz açıklamayan bankalara çağrıda bulunurken, banka müşterilerinin de bu kampanyaya katılmasını hedefliyor.
    Baykara, finans kuruluşlarının, fosil yakıtlara yatırımlarını kestikleri takdirde, iklim kriziyle mücadele kapsamında dönüştürücü bir etki yaratılacağının altını çiziyor. “Dumansız Para Sahası” kampanyası da bu konuya dair farkındalık yaratmayı hedefliyor: Eğer fosil yakıtlara finansal kaynakların aktarımını kesilirse, bu kökten bir çözüm olabileceğini anlatıyor Baykara: “İki tane temel amacımız var: Birincisi fosil yakıta, özellikle kömürden çıkış hakkında henüz adım atmamış finansal kuruluşlar varsa onların bu yönde taahhüt vermelerini sağlamak. İkincisi de kamuoyunda, bireylerde fosil yakıt finansmanı hakkında bir bilinç oluşturmak. Onları da bu anlamda düşünmeye teşvik etmek. Bireyin finansal kuruluşlarda özellikle bankalarda tuttuğu para, bu paranın kullanımı, bu paranın da iklim krizine etkisinin olup olmayacağının irdelenmesi konularında hep birlikte çalışıyoruz.”

    Yeşil Gazete ve Gezegen ortaklığıyla, Podfresh teknik altyapısıyla.

    • 13 min
    1 Nokta 5 #28: Muğla İkizköy’de neler oluyor?

    1 Nokta 5 #28: Muğla İkizköy’de neler oluyor?

    Muğla İkizköy’de yöre halkı, 2019’dan bu yana bölgedeki Yeniköy ve Kemerköy termik santrallerinin tehdidi altında. Şimdilerde ise İkizköylüler, bu termik santralleri işleten Limak Holding ve İÇTAŞ ortaklığındaki YK Enerji’nin santrallere linyit sağlayacak açık maden ocağı kurma girişimine karşı mücadele veriyor. 
    Peki bu mücadele ne durumda, İkizköy’de neler yaşanıyor? 
    1 Nokta 5’in 28’nci bölümünde gazeteci Merve Özçelik’in konuğu, çevre mühendisi ve İkizköy Çevre Komitesi üyesi Deniz Gümüşel. 
    Gümüşel, Türkiye’nin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere zeytinliklerde madencilik faaliyeti yürütülmesinin ve bu faaliyetlere ilişkin tesisler inşa edilmesinin önünü açan Maden Değişikliği Yönetmeliği’nin hem kanuna hem de anayasaya aykırı olduğunu belirtiyor. 
    Gümüşel, yöre halkının verdiği mücadeleyi bir barınma hakkı olarak tanımlıyor: “İkizköylü dostlarımız doğrudan yaşam alanlarının, tarlalarının, zeytinliklerinin ve dolayısıyla üretim araçlarının da mücadelesini veriyorlar. Köyden kente zorunlu bir göçün tehdidi altında yaşıyorlar. Bu onların barınma haklarına karşı doğrudan yapılan bir müdahaleye karşı da bir mücadele.” 
    Gümüşel ayrıca, mücadelenin başarıyla sonuçlanacağını ve bu başarının iklim krizine karşı da bir kazanım olacağını vurguluyor: “Dolayısıyla bu mücadele dünyanın geleceği, bizden sonraki nesillerin ve insan türüyle birlikte bütün canlıların hayat hakkının da savunulması anlamına geliyor. Böyle bir bilinç ve sorumluluk duygusuyla mücadeleye devam ediyoruz. Sonuna kadar götürmekte kararlıyız.” 
    Yeşil Gazete ve Gezegen ortaklığıyla, Podfresh teknik altyapısıyla.

    • 27 min
    1 Nokta 5 #27: Bebeklerin vegan beslenmesi tartışması

    1 Nokta 5 #27: Bebeklerin vegan beslenmesi tartışması

    Bebeklerin ve çocukların vegan beslenmesi zaman zaman tartışmalarla gündeme gelen bir konu. 
    Yakın zamanda Twitter’da Doç. Dr. Suat Erus, vegan bir hamilelik geçiren eşi ile birlikte çocuklarını vegan beslediklerini belirten bir paylaşımda bulundu. “Trend Topic” (TT) olan twiti Doç. Dr Erus, gazeteci Cüneyt Özdemir’in bir yayınında vegan beslenen çocukların sağlıksız olduklarını ifade eden söylemine karşılık yazdı. Bir doktor olarak da çocuğunun çok sağlıklı olduğunu belirtti. 
    Paylaşıma cevap veren diğer Twitter kullanıcıları arasında, “Bu yaptığınız dayatmadır, çocuk büyüyünce vegan olup olmayacağına kendi karar verir” ve “Bu yaptığınız hiç etik değil” diye yazanlar oldu.
    Peki, çocukları vegan beslenmek bir dayatma mıdır? Ya da bitkisel besleme bir dayatmaysa, et yemeyi çocuklar mı seçiyor? Bu konuda bilimsel ve objektif araştırmalar ne diyor? 
    Ve daha birçok soruyu, bu tartışmadan yola çıkarak 1 Nokta 5’in 27’nci bölümünde, Gezegen editörü Zeynep Yüncüler, hem yetişkinler için hem çocuklar için de vegan beslenme programı hazırlayan beslenme ve diyet uzmanı Kevser Başkara’ya soruyor. 
    Bu konuya her zaman sakin, bilimsel, rasyonel ve akılcı yaklaşılması gerektiğini vurgulayan Başkara, “Bir aile eğer veganlık felsefesiyle çocuğunu yeterli ve dengeli besliyorsa bunda problem yok. Ya da bir aile çocuğunu vegan beslemiyorsa, ona iyi yetişeceği bir ortamı sağlıyorsa ona yeterli ve dengeli beslenme modeli sunuyorsa bunda da bir problem yok. Ben kendim vegan olmama rağmen burada tek bir doğru yok. Kişilerin bebeklerini ve çocuklarını nasıl besledikleri meselesi var“ diyor. 
    Başkara, vegan bir diyetisyen olarak da, Türkiye’in ekonomik koşullarından dolayı da “Herkes çocuğunu vegan beslesin diyemem” diyor ve ekliyor: “Türkiye’de vegan mama yok. Vegan takviyeleri bulmak o kadar kolay değil. Bulduklarımızın da fiyatları nispeten daha pahalı. Takviyelerin çoğu SGK’ya girmiyor.”
    Başkara, çocuklarını vegan beslenmek isteyen ailelere tavsiyesi ise “Öncelikle hayvansal tüketmenin dezavantajlarına odaklanın” oluyor. 
    Başkara ayrıca vegan beslenme konusunda en çok diyet uzmanlarının konuşması gerektiğinin altını çiziyor: “Tüm dünyadaki beslenme ve diyet uzmanları şunu söylüyor. Bebek, çocuk, emziren kadın, gebe bitki temelli beslenebilir. Ancak buna dair bizim pratiklerimizin az olmasından ve bebeklerde vegan beslenmede kanıt düzeyi yüksek çok fazla veri elimizde olmamasından dolayı beslenme diyet uzmanı desteği tavsiyesi alarak besleyin…”

    Yeşil Gazete ve Gezegen ortaklığıyla, Podfresh teknik altyapısıyla.

    • 24 min

Top Podcasts In Society & Culture

Third Ear
Third Ear
Tyran
DR
Afhørt
Ekstra Bladet
Sørine & Livskraften
Kristeligt Dagblad
Mørklagt
DR
DET SIDSTE MÅLTID
Radio4