Datanın Galaksi Rehberi VeriNays

Pandeminin ertelettiği düğünler ve aynı dönemin yalnızlaştırıcı etkisi bu yaz düğün sezonunun çok daha coşkulu geçmesini sağlıyor. Ancak düğün maliyetlerinin şu an itibariyle 2 yıllık asgari ücreti aşması, bu etkinliği artık erişilmesi zor bir hayale dönüştürüyor. Ailelerin düğün konusundaki beklentilerin gençlerle hiç uyuşmaması da konuyu iyice karmaşıklaştırıyor.

Bakalım kahramanlarımız tüm bu zorluklara rağmen hayallerine erişebilecek mi?

Bu arada hepimiz evlenmek zorunda değiliz bunu biliyoruz değil mi?

“Bir bilene danışmak” insanın var oluşundan bu yana mevcut bir ihtiyaç olsa da modern dünya içinde “bilir kişi” kavramı kendine has dinamiklerle şekilleniyor.

Örneğin Türkiye’de insanlar kendilerini yabancı hissettikleri konularda uzmanlığı önemserken; TV ve medya etkisi altındaki alanlarda uzmanlık yerini görünürlük, popülerlik, özgünlük gibi kriterlere bırakıyor.

Bu bağlamda kanaat önderleri, içinde bulundukları toplumu da yansıtan kişilikler. Fakat bu aynaların her zaman pürüzsüz ve berrak bir yansımaya mı sahipler? Yoksa bazen puslu bir görüntüyü de bize yansıtıyorlar mı?

Toplumsal olarak mutabakat sağlayabildiğimiz çok az konu var. Bu konulardan biri de maalesef toplumun HIV ile ilgili bildiği yanlış bilgiler. Yanlış bilinen bilgiler korkuyu, korku da HIV’e karşı travmayı tetikliyor. Üstelik sadece halk değil, bu yanlış algının kırılmasında önemli bir rol üstlenmesi gereken sağlık sektörü de bu damgalamayı sıklıkla yapıyor.

Günümüzde tedavisi basit bir viral enfeksiyondan çok da farkı olmayan HIV hakkında kendimizi neden güncelleyemiyoruz? Yoksa ahlakımız(!) bu gelişmelere kendimizi kapamamıza mı neden oluyor?

Bu arada, HIV’in uzun bir süredir kronik bir enfeksiyon olarak kabul edildiğini ve düzenli tedavi ile bulaş riskinin SIFIR (rakamla “0”) olduğunu biliyor muydunuz?

Kripto para ve blockchain teknolojileri birkaç yıldır popülerliği giderek artan kavramlar. Bu kavramlar öyle bir ekosistem oluşturmaya başladılar ki son 1-2 yıl içinde dilimize Merkeziyetsizlik, De-Fi, NFT, Metaverse gibi birçok yeni kelime çoktan girdi bile.

Geçmişe bakınca internetle ilk tanışmamız, akıllı telefonlarla ilk temasımız nasıl hızla hayatımızın bir parçası olduysa muhtemelen 4-5 sene sonra bu konulara olan yabancılığımızı hayretle karşılayacağız.

Bu bölümde blockchain teknolojileri ve bilinmezlerini yaptığımız araştırma ile masaya yatırıyor, tüm sorulara cevap arıyoruz.

Bu arada, when moon? 🚀

Sosyal sorumluluk ve sürdürülebilirlik kavramları tüm markaların dilinde fakat ne kadar gündeminde? Markalar birbirini tekrar eden projeler dışında neden toplum yararını gözeten özgün projeler üretemiyor? Peki artık bize şah damarımızdan daha yakın olan ekolojik kriz için markalar neler yapıyor? Bu arada karbon ayak izini azaltmak için sen ne yapıyorsun?(N'olur Tema demesin, n'olur Tema demesin, n'olur... )

“Bugünlerde gençler kontrolden çıkmış durumda. Kaba bir şekilde yemek yiyorlar, yetişkinlere karşı saygısızlar, ebeveynlerine karşı çıkıyorlar ve öğretmenlerini sinirlendiriyorlar.” Sanırım çoğumuz bu sözleri günümüz gençlerinin eleştirildiği birçok sohbette duymuşuzdur. Peki, bu sözlerin yaklaşık 3.000 yıl önce Aristo'nun dönemin gençlerine sitemi olduğunu söylesek...

Geçen 3.000 yılda değişen pek bir şey yok saygıdeğer Aristocuğum! Senden sonra gelen her kuşak bir sonraki için benzer eleştiriler üretti. Yoo sen haklıydın, sakın yanlış anlama.

Kuşaklar arası duygudaşlık kuralım derken bir sonraki kuşağı eleştirme konusunda müthiş bir fikir birliği içerisindeyiz. Peki kuşaklar arası bu bağı nasıl kurabiliriz?

Bu arada umarım bizi dinlerken bacak bacak üstüne atıp dinlemiyorsunuzdur(!)