30 avsnitt

Ahmed Hulusi'nin 2005 yılında Expo Channel'da yaptığı 30 bölümlük ramazan sohbetleri.

AHMED HULUSİ - EXPO TV SOHBETLERİ 2005 Ahmed Hulusi

    • Religion och spiritualitet

Ahmed Hulusi'nin 2005 yılında Expo Channel'da yaptığı 30 bölümlük ramazan sohbetleri.

    • video
    VEDA

    VEDA

    İslâm Dini'ni, Kurân-ı Kerîm, Kütübü Sitte (altı önde gelen kitap) hadisleri temelinde kabul ederek inceleyen; geçmişteki ünlü tasavvuf sîmalarının çalışmalarını değerlendirerek, gereklerini yaşadıktan sonra; bunları, günümüz ilmiyle de birleştirerek değerlendiren ve mantıksal bütünlük içinde BİR SİSTEM olarak sizlere açıklayan Ahmed Hulûsi; insanların kişiliğiyle değil, düşünceleriyle ilgilenmesini istemektedir. Mevcut bilgileri ışığında, tamamen insanlardan uzak kendi "köy"ünde yaşamayı tercih edip; herkese, orijinal kaynaklara göre Rasûlullahı ve Kurân'ı aracısız olarak yeniden değerlendirmeyi tavsiye etmektedir!. Zira, Hz. Muhammed'in açıkladığı SİSTEME göre, "DİN ADAMI" diye bir sınıf asla söz konusu değildir!. Her ferd direkt olarak Allah Rasûlunu muhatap alıp O'na göre yaşamına yön vermek zorundadır!. Tâbi olunması zorunlu tek kişi ALLAH Rasûlü MUHAMMED MUSTAFA aleyhisselâm'dır. Onun dışındaki tüm kişiler istişari mahiyetteki kişilerdir ve yorumları kimseyi bağlamaz.

    • 35 min
    • video
    HAZİNE

    HAZİNE

    Adam tarlasını kazarken toprağın altında naylona sarılı bir şey bulmuş... Hemen açmış... Başlığında kendi lisanıyla, “BUNU okuyan hazineyi bulur!” yazılıymış... Ancak yazının alt tarafı ise okuyamadığı bir lisanmış.. Hemen yazıyı almış köyün imamına koşmuş... Köyün imamı ona göre büyük adam; belki de zamanın gavsı ya da müceddidi!. İmam efendi Kurân kursunu bitirmiş... Kurân okumasını biliyor... Hemen almış kağıdı eline ve bakar bakmaz konuşmuş: "Bunu “okuyan hazineyi bulur!” yazıyor... Altında da Arapça bir dua var!... Hemen bunu çoğaltalım!.. Ve herkes okusun!" demiş... Mübarek elleriyle, bulunan yazıdakileri kopyalamışlar ve tüm köy halkına dağıtmışlar!.. Herkes okumaya başlamış imam efendinin kendi dillerinin harfleriyle yazdığı onbeş satırlık yazıyı... Aradan bir zaman geçmiş... Derken biri köy kahvesinde demiş: "—Efendiler bu böyle günde bir kere okunmakla olmayacak sabah akşam okuyalım şunu... Elbette bir kerameti vardır!" Birkaç gün daha geçmiş, günde kırk defa okumaya karar vermişler!.

    • 35 min
    • video
    MUHAMMEDİ

    MUHAMMEDİ

    Merhaba dostlarım... Merhaba canlarım... Biliyormusunuz, ben ''Muhammediyim!'' Diyeceksiniz ki ne demek ''Muhammedi''? MUHAMMED, Allah'ın kuludur!. ''Allah kulu'' olmak demek, Allah'ın tüm mahlûkata rahmeti ve şefkati gibi insanlara ayırım yapmadan, hiçbir tefrik gözetmeden faydalı olmaya çalışmak demektir. Karşılıksız, insanlara birşeyler verebilmek demektir. İnsanları ellerinde olmayan şeyler yüzünden suçlamamak, kınamamak, küçük görmemek, hor görmemek demektir. Sevgi demektir; aşk demektir; rahmet, merhamet demektir. Verici olmak demektir; Muhammedi olmak! Biz Alevi'yi de severiz, Sünniyi de severiz, Türk'ü de severiz, Kürt'ü de severiz, Arab'ı da severiz. Biz Allah'ın tüm kullarını severiz!. Tüm kullarına hizmet etmeye çalışırız. İnsanların kendi menfaatleri için ortaya çıkarttıkları şartlanmalar bizi bağlamaz! Siz, Kürt bir aileden doğmuş olabilirsiniz; Türk bir aileden doğmuş olabilirsiniz... Alevilerin arasında yetişmiş olabilirsiniz... Sünnîlerin arasında yetişmiş olabilirsiniz... Bütün bunlar, sizi dışardan çeşitli fikirlere şartlandırabilir; ama bizim için bunlar hiç önemli değil! Bizim için önemli olan, sizin ''Allah kulu'' olmanızdır!

    • 19 min
    • video
    FAYTONCU

    FAYTONCU

    Adam otomobiliyle mola vermiş kasabanın girişindeki faytoncunun önünde... Selam vermiş faytoncuya... Fayton imalatçısı güleryüzle karşılamış onu elindeki işi bırakmadan... Bir yandan da yabancının geldiği beyaz otomobiline bakmış yan gözle... Sonra burun kıvırıp konuşmuş... “Bak bey, bu şeytan arabaları tehlikelidir!. Siz şehirliler pek meraklısınız ama bunlar başınıza iş açar!. Hızlıdır benim faytonlardan ama sonra devriliverir maazallah!. Bizim faytonlar salıncak yaylıdır, rahattır... Oturağını yumuşak yaparım ben... Tekerlekleri de böyüktür benim faytonun bir dönüşte epey yol kat eder!. Burdan kalktın mı soluksuz şehre kadar gidersin de bana mısın demez!. Benzinim bitti derdi de yoktur!. Üstündeki tente hem yağmurdan korur, hem de güneşten. İstersen açarsın tentesini üstü açık da gidersin etrafını seyrede seyrede... Dizginleri özel deridendir. Hem sağlamdır hem ellerini acıtmaz... Hemi bunlar çift beygirlidir... Git gidebildiğin kadar... Hem bu faytonlar çok bilimseldir. Tekerleğin çapını hesap etmek, dengesini hesap etmek, ne kadar yüksek olması gerektiğini hesap etmek hep bilim işidir!. Biz bilimsel çalışırız. Biz inanmışız bu işe ama biliminden de asla geri kalmayız faytonculuğun!.”

    • 22 min
    • video
    KANMAYIN

    KANMAYIN

    Sürekli oyuna getirip kandırıyor! Göz açıp kapamak kadar bir süre gaflet bassa, akabinde bakıyoruz oyuna gelmişiz! Oyunu yuttuktan sonra da uyan, uyanabilirsen!.. Allem ediyor, kallem ediyor, sürekli oyuna getirip saptırıyor! Nihayet öyle bir noktaya geliyoruz ki artık; bir düşünüyoruz, dönüşü olmayan noktadayız! Oysa atasözü meşhur: "Zararın neresinden dönülse kârdır"! Kandıran kim mi?.. Kâh insanın baş düşmanı, kâh da vehmimiz! Biri dışarıda, diğeri içeride! Dışarıdakinin derdi belli!. İnsanın kendisinden üstün vasıflarla varoluşunu hazmedemiyor; "eşref-i mahlûk" olan insanı, hayvaniyet derekesinde yaşatmak istiyor!. Bunun için de görünmezliğinin ve yapısının getirisi olan her silahı kullanıyor! İçerdeki ise, bilgisizliğimizi veya anlayışsızlığımızı, kendimizi ve özümüzü inkâr edişimizi kullanarak bizi cezalandırıyor!. Biri, dışarı çekiyor!... Diğeri, içeri gömüyor! Peki nasıl kurtaracağız kendimizi bu belâdan!.. Türlü oyunlarla, kapana kısılan hayvan gibi toprak altını boylamaktan!? El cevap! "EUZÜ OKU"mak sûretiyle!. Ya huuu, her gün belki yüz kere "euzü...." çekiyoruz, ama hiçbir şey olmuyor!. Bu ne belâdır ki, "euzü çekmek" kâr etmiyor!.. Etmez dostum, etmez!.. "Euzü çekmek" boştur; hiç kâr etmez bu belâya!. Sen, tıpkı bir ses kayıt cihazının tekrarlaması gibi, ezberlemiş olduğun kelimeyi tekrar ediyorsun!. Buna "çekmek" demişsin!. Ömür boyu çekersin elbette daha!. İlk olarak... Aramızda yaşayan görünmez varlıkların varlığına iman etmek ve onların kendilerine özgü bir şekilde insan beyinlerine çeşitli impalslar yollayarak, düşünceleri etkileyebildiğini fark etmek gerekir!. Allah Rasûlü ve son nebîsinin bildirdiği her şey, insanın, bir sistem gerçeğini fark edip; işleyiş mekânizmasını anlayıp, ona göre kendini koruması (takva) ve de kendi hakikatini tanıması içindir!. Allah Rasûlü, "OKU"muştur (ikra); ve bizim de "OKU"yanlardan olmamızı istemektedir!. Bu nedenle de... Bizim korunanlardan olmamız için, "OKU"mamız zorunludur!. "Çekmemiz" değil!... Hatta kesinlikle, "çekmekten" uzak durmamız gerekmektedir!. Allah Rasûlü "OKU"nasıdır!.. Sünnetullah, "OKU"nasıdır!.. Euzü "OKU"nasıdır!.. Bismillâh, "OKU"nasıdır!.. Kur'ân, "OKU"nasıdır!.

    • 19 min
    • video
    AKIL - İMAN

    AKIL - İMAN

    Günümüzde düşünen beyinlerce bazı çok önemli soruların cevabı aranmaktadır... Niçin iman?... Nereye kadar akıl ?... Nerede iman?... Bazı gelişmemiş beyinlerde ise bu düşünce hiç yoktur; onlara göre akıl gereksizdir; sadece iman yeterlidir... Elbette onlar da başlarındakini bu kadar değerlendirmektedirler!... Düşünebilen beyinler, Kur`ân-ı Kerîm’i anlamak istediklerinde çok önemli işaretler ve uyarılarla muhatap olmaktadırlar... İşte bir örnek... Nisa Sûresi 136. âyetin başı: "YA EYYÜHELLEZİYNE ÂMENU, ÂMİNU BİLLAHİ....." "EY iMAN EDENLER, İMAN EDİN.... ??????....." LÜTFEN DİKKAT EDİNİZ !... Herhangi bir Kur’ân meâlindeki gibi, "ALLAH`A iMAN EDİN" diye çevirip olayı GEÇİŞTİRMİYORUM !.. Zira bu âyetin anlamı, KUR`ÂN-ı Kerim’in anlaşılması çok önemli sırlarından birini oluşturmaktadır.. Önce şu hususa dikkat ediniz ... Burada iman etmeleri istenen kişiler, "İMAN EHLİ" olanlardır!.. Kur`an-ı Kerim’de çeşitli gruplara hitaplar yapılır... "Ya eyyühen nâs - Ey insanlar"; "Ya eyyühel kâfirun - Ey gerçeği örtenler"; "Ya eyyühel münâfikun - Ey ikiyüzlüler" ve bunlar gibi...
    Ancak yukarıdaki âyeti kerimede hitap dikkat ediniz "MÜMİNLERE" yani "İMAN ETMİŞLERE"dir!... Ve dahi, "MÜMİNLERİN", "İMAN ETMELERİ" istenmektedir!... Neye?...

    • 20 min

Mest populära poddar inom Religion och spiritualitet

Holy Crap Sverige
Holy Crap Podcast
Fråga Stjärnorna
Ebba Bjelkholm
Spökjakt På Riktigt – LaxTon Podden
Niclas Laaksonen & Tony Martinsson | LaxTon Ghost Sweden
Sökarna
Föreningen Valv
Dagens människa
Tidningen Dagen
MediumPodden - Vivi & Camilla
Vivi Linde & Camilla Elfving