1.589 bölüm

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları

Mevlana Takvimi Mevlana Takvimi

    • Din ve Maneviyat
    • 4,8 • 4 Oy

Mevlana Takvimi günlük takvim yazıları

    PEYGAMBER (S.A.V) EFENDİMİZ’E MUHABBETİ OLMAYANIN ÎMÂNI YOKTUR - 19 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    PEYGAMBER (S.A.V) EFENDİMİZ’E MUHABBETİ OLMAYANIN ÎMÂNI YOKTUR - 19 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Allâh (c.c.) ve Resulü (s.a.v.)’i tüm varlığımızdan daha
    fazla sevmemiz gerekmektedir. Nebi (s.a.v.) Efendimizi ne
    derece sevmemiz gerektiğini Cenâb-ı Hâkk; “Peygamber,
    mü’minlere kendi canlarından daha önce gelir. Onun
    eşleri de mü’minlerin analarıdır. ...” (Azhâb s. 6) âyet-i
    kerimesi ile beyân buyurmaktadır.
    Bir zât Nebi (s.a.v.) Efendimiz’e “Ya Resûlullâh (s.a.v.),
    ben ne zaman kâmil bir mü’min olabilirim?” diye soruyor.
    Allâh Resûlü (s.a.v.): “Allâhu Teâla’yı hakkıyla sevdiğin zaman.” buyuruyor. O zât da “Ya Resûlullâh (s.a.v.),
    Allâhü Teâla’yı nasıl hakkıyla sevebilirim?” diye sorunca
    Nebi (s.a.v.) Efendimiz, “Allâh (c.c.)’ın Resulü’ne tam
    olarak tâbî olursan, O’nun sünnetine göre amel edersen, O’nun sevdiğini sever, buğzettiğine buğzedersen,
    O’nun dostuna bakarak dost edinirsen, düşmanına bakarak düşman edinirsen, o zaman istediğini elde etmiş
    olursun.” buyurmuşlardır.
    Hadis-i şerifin devamında Nebi (s.a.v.) Efendimiz “İnsanlar imân cihetinden değişik dereceler alırlar. Onların
    bu dereceleri bana olan sevgiyle ölçülür. Yine insanların kâfir olanları da küfürde değişik durumdadırlar. Onların da küfürde şiddetli olanları ve diğerleri bana karşı
    buğzlarıyla belli olur. Dikkat edin! O’na (Peygamber
    (s.a.v.) Efendimiz’e) muhabbeti olmayanın îmânı yoktur.
    Dikkat edin! O’na muhabbeti olmayanın îmânı yoktur.
    Dikkat edin! O’na muhabbeti olmayanın îmânı yoktur.”
    buyurmuşlardır.
    Allâh Resûlü (s.a.v.) üç defa teyitle muhabbeti vurgulamışlardır. Başka bir hadis-i şeriflerinde “Ben size kendi öz
    nefsinizden, annenizden, babanızdan, çocuklarınızdan
    ve bütün insanlardan daha sevimli olmadığım müddetçe imânınız kemâle ermiş olmaz.” buyurmuşlardır.
    (Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-2, s.54-55)

    • 2 dk.
    ÇANAKKALE SAVAŞLARI - 18 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    ÇANAKKALE SAVAŞLARI - 18 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Çanakkale savaşları, İslâm-Türk tarihinin şeref levhalarından biridir. Bu başarı, yalnız Osmanlı kuvvetlerinindir. Deniz
    yönünün kapalı ve demiryolunun Sırbistan toprağında kesik
    olmasından ötürü müttefiklerimizin Avusturya ve Almanya’nın
    Çanakkale’ye kattıkları kuvvet çok azdır.
    Nisan ayındaki ilk çıkartmalarla Seddülbahir’den son müttefik kuvvetleri çekilene kadar geçen 259 günlük zaman zarfında Gelibolu yarımadasına yarım milyon insan gönderilmiş ve
    bunun fazlası kayıp hanesine yazılmıştı. Türk kayıtlarına göre
    kayıp miktari 521.000 idi ki bu rakam müttefik kayıplarından
    sadece 1000 eksikti.
    İlk bombardımandan (19 Şubat 1915) itibaren 324 gün ve
    çıkarma gününe göre de tam 259 gün devam ederek neticesinde Osmanlı ordusunun ölümsüz bir zaferiyle kapanan I. Dünya
    Savaşının bu, en kanlı sahnesine ordumuzun en kiymetli ve en
    büyük kısmı iştirak etmiş ve ecdattan miras harp kabiliyetimizin en açık ve en kapsamlı eser ve semereleri burada inkişaf
    eylemiştir.
    Rakamlardan anlaşılacağı üzere Çanakkale bize çok ağıra
    mal olmuştur. Memleketin uğradığı zararlar ise çok daha acı
    tablolar ortaya koymuştur.
    Bizimle kıyaslanamayacak kadar geniş imkanlara sahip
    olan müttefik kuvvetlerin zayiatı yanında, bir tek devletin,
    Türkiye’nin kaybı gerçekten korkunç bir rakama ulaşmıştı. Üstelik bu savaşta verdiğimiz şehitlerin büyük bir kısmını, memleketin münevver sınıfını meydana getiren yedek subaylar teşkil
    ediyordu. Verdiğimiz on binlerce münevver şehîd, memleketimiz için ileri tarihlerde bile yerinin doldurulmasi imkânsız ağır
    bir kayıp oldu. O kadar ki Çanakkale’de yedek subay zayiatı akıllara durgunluk verecek bir dereceyi bulmuş, Doğu Batı
    kültürlerini toplayan bütün bir genç nesil imha edilmiştir. II.
    Abdülhamid Hân’in açmış olduğu yüksek mekteplerden mezun olan imânlı ve kültürlü binlerce genç Çanakkale’de şehit
    olmuşlardır.
    (Milli Gençlik Mecmuası, Nisan 1977, s.148-151)

    • 2 dk.
    RAMAZAN-I ŞERİF İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER - 17 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    RAMAZAN-I ŞERİF İLGİLİ HADİS-İ ŞERİFLER - 17 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    “İslâm beş şey üzerine bina edilmiştir. Allâh’tan başka ilâh
    olmadığına ve Muhammed (s.a.v.)’in Allâh’ın kulu ve Resûlü
    olduğuna inanmak, namaz kılmak, zekât vermek, Beytullâh’ı
    hac etmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buharî)
    “Kim Allâhü Teâlâ’dan başka ilâh olmadığına ve benim
    de Allâh’ın Resûlü olduğuma ihlâsla şehâdet eder, namazını
    kılar, orucunu tutar, zekâtını verir ve Beytullah’ı haccederse
    Allâhü Teâlâ onu cehenneme haram kılar.” (Taberânî)
    “Râbbinize kulluk yapın, beş vakit namazınızı kılın,
    Ramazan-ı Şerif ayınızda oruç tutun, mallarınızın zekâtını
    verin, sizden olan reislerinize itaat edin, Râbbinizin Cennet’ine girersiniz.” (Ahmed b. Hanbel)
    “Ramazân-ı Şerîf ayında nafakayı, çoluk çocuğunuza ve
    diğer ihtiyaç sahiplerine yapılan harcamaları çoğaltınız. Çünkü bu aydaki nafaka, Allâh yolunda harcanan nafaka gibidir.”
    (Kenzü’l-Ummâl)
    “Her kim Ramazan ayında inanarak ve sevâbını sâdece
    Allâhü Teâlâ’dan bekleyerek terâvîh namazı kılarsa, onun
    geçmiş günâhları bağışlanır.” (Buharî)
    “Ramazan ayı, oruç tutulması farz kılınan bir aydır. Ben
    de size gecelerinde terâvih namazını sünnet kıldım. Kim inanarak ve mükâfâtını ümid ederek orucu tutar ve terâvih namazını kılarsa, anasından doğduğu gün gibi günâhlarından
    çıkar.” (İbn-i Mâce)
    “Muhakkak bu Ramazan ayı size ulaştı. Bu ayda bin aydan hayırlı Kadir Gecesi vardır. O gecenin hayır ve bereketinden mahrum kalan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış
    olur. Kadir gecesinin hayrından ancak nasipsizler mahrum
    kalır.” (İbn-i Mâce)
    “Ramazan ayında yapılan îtikâf, iki hac ve iki umre
    sevâbına denktir.” (Mecmau’z-Zevâid)
    “Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz Ramazan’ın son on gününde îtikâf ederdi. Bunu, vefat edinceye kadar böylece devam
    ettirdi. Resûlullâh (s.a.v.)’den sonra zevceleri (mü’minlerin
    anneleri) îtikâf ettiler.” (Buharî)

    • 2 dk.
    PEYGAMBER (S.A.V.)’İN DOĞRULUĞU - 16 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    PEYGAMBER (S.A.V.)’İN DOĞRULUĞU - 16 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Peygamber (s.a.v.) en emin, en âdil ve en doğru
    bir peygamberdi. Öylesine emin ve doğru idi ki, bunu
    düşmanları bile kabul edip itiraf etmişlerdir. Henüz
    kendisine peygamberlik gelmeden önce bile “El -Emin”
    deniyordu. Îbn İshak (r.âleyh), “Allâh (c.c.) O (s.a.v.)’de
    bütün güzel ahlâk ve hasletleri cemettiği için kendisine
    emin denilmiştir.” dedi. Allâh (c.c.): “Orada kendisine
    itaat olunandır. Bir emindir” (Tekvir s. 21) buyurmuştur.
    Birçok müfessirler, “bu âyette kastedilen, Hz. Peygamber
    (s.a.v.)’dir” dediler.
    Kureyş, Kâbe’nin inşasında Hacer-i Esved’i kim
    koyacağı hususunda anlaşmazlığa düşünce, aralarında
    bilâhare ilk defa kim gelirse onu hakem kılacaklarına
    karar verdiler. Derken, Peygamber (s.a.v.) çıkageldi.
    Bu, henüz kendisine peygamberlik gelmeden önce idi.
    Dediler ki: “Bu Muhammed’dir. Bu, kendisine son derece
    güvenilen bir zattır. Yani Emîn’dir. Onun hakem olmasına
    hepimiz yürekten razıyız. Hakemliğini kabul ediyoruz.”
    Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur: “Vallâhi ben gökte de
    eminim, yerde de.” Hz. Ali (r.a.)’den rivâyetle: “Ebû Cehil,
    Peygamber (s.a.v.)’e dedi ki: “Biz seni yalanlamıyoruz, biz
    sana gelen kitabı yalanlıyoruz.” Bunun üzerine Allâh (c.c.):
    “Şüphesiz onlar, seni yalanlamıyorlar.” meâlindeki
    âyeti inzâl buyurmuştur. Bir başka rivâyette ise, “Biz seni
    yalancı saymıyoruz, sen aramızda yalanlanan (yalancı
    sayılan) biri değilsin.” Ehnas b. Şerîk, Bedir günü Ebû
    Cehil ile karşılaştı ve ona sordu: Ey Hakem’in babası
    burada sözümüzü duyacak kimse yok, bir sen bir de
    ben varım. Söyle bakalım Muhammed sâdık, doğru bir
    kimse midir, yoksa yalancı mıdır?” “Allâh’a yemin ederim
    ki Muhammed doğru ve pek emîn bir zattır! O hayatında
    katiyyen yalan söylememiştir.” diye cevâp vermiştir.
    (Kadı Iyâz, Şifâ-i Şerif, s.133-134)

    • 2 dk.
    BORCUNU ÖDEMEKTE GÜÇLÜK ÇEKENE YARDIM ETMEK - 15 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    BORCUNU ÖDEMEKTE GÜÇLÜK ÇEKENE YARDIM ETMEK - 15 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    Bir mecburiyet altında bizlerden borç mal veya
    para alan biri, borcunu ödemeyecek bir halde ise,
    onu bu sıkıntılardan kurtarmak için, borcunu ertelemek veya bağışlamak gibi, ne lâzım gelirse yapmamız, Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere olan emir ve vasiyetlerinden biridir.
    Şu hadîs rivayet edilmiştir: “Darda olan bir kimseyi feraha kavuşturan veya böyle bir kimsenin
    borcunu ödeyen kişiyi Hâkk Teâlâ Kıyâmet gününün dehşet ve korku veren sıkıntısından kurtarır.”
    (Müslim)
    Bir hadîste, “Kıyâmet gününün dehşetinden
    kurtulmak ve Allâh’ın Arş gölgesine sığınmak
    isteyen kişi borçluya mühlet versin” (Taberanî) buyuruluyor. Başka bir hadîste: “Bir yoksul borçluya
    ödeme vadesi gelmeden kolaylık gösteren kişiye,
    her gün için, o borç miktarı kadar sadaka sevabı
    yazılır.” (İmâm Ahmed) buyurulmuştur.
    Diğer bir hadîs-i şerifte: “Herhangi bir kimse, bir
    mü’min kardeşinin darlık ve sıkıntısını kaldırır,
    onu feraha ve huzura kavuşturursa, Allâh (c.c.)
    da o kişinin üzerinden Kıyâmet gününün darlık ve
    sıkıntısını kaldırır. Kim ki, dünyada bir fakire kolaylık gösterirse, Hâkk Teâlâ da o kimseye, dünya
    ve âhirette kolaylık gösterir.” (Müslim)
    Taberânî şu hadîsi rivayet eder: “Kişi borçlu bir
    fakire, borcunu ödeyebileceği bir duruma gelinceye değin mühlet verirse, Hâkk Teâlâda o kişiye
    suçlarından tevbe etmesi için mühlet verir.” (İmâm Şarani, Büyük Ahidler, s.195-196)

    • 2 dk.
    YEMEKTE UYMAMIZ GEREKEN KURALLAR - 14 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    YEMEKTE UYMAMIZ GEREKEN KURALLAR - 14 MART 2024 - MEVLANA TAKVİMİ

    “Yemeğe başlayan kimse, Bismillah desin. Bismillah demeyi unutursa hatırlayınca, “Bismillahi evvelehü ve ahirehü”
    desin.” (İbn Mace)
    “Ya Alî yemeğe tuz ile başla. Yemeğe tuz ile başlamak
    ve bitirmek yetmiş derde devadır. Sağ elinizle yiyiniz, sağ
    elinizle içiniz, sağ elinizle alınız ve sağ elinizle veriniz. Çünkü şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer, sol eliyle verir ve sol
    eliyle alır.” (İbn Mace)
    “Ekmeğe saygı gösteriniz. Çünkü Allâhü Te‘âlâ onu semanın bereketlerinden indirmiştir. Sofraya düşeni alıp yiyen
    genişlik ve bolluk içinde yaşar. Çoluk çocuğu sıhhatli olur.
    Bir yere dayanarak yemek yemeyiniz.” (Buhârî)
    “Peygamber (s.a.v.) Efendimiz hiçbir yemeğe kusur bulmazdı, canı çekerse yerdi, çekmezse bırakırdı.” (Buhârî) “Yemeği soğutun! Zira sıcak yemek, bereketsiz olur.” (Taberânî)
    “Kişi midesinin üçte birini yemek, üçte birini su, üçte birini
    de nefesine ayırsın.” (Tirmizî)
    “Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz, üç parmakları ile yemek
    yer ve yemeğin bitiminde, o üç parmağını yalardı.” (Ka’b bin
    Malik)
    “Biriniz bir şey yerken bir parçası yere düşerse, onu alıp
    üzerindeki bulaşanı giderip yesin. Şeytana bırakmasın.” (İbn
    Mace)
    “Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, yiyeceklerin, içeceklerin
    ve hurmanın içine üfürülmesini (nefes verilmesini) yasakladı.” (Taberânî) “Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ayakta su içmekten ve yemek yemekten nehy etmiştir.” (Bezzar)
    “Kim bir tabakta yemek yiyip de sonra o tabağı (ekmekle
    veya eliyle iyice sıyırarak) yalarsa, o tabak onun için Allâh’tan
    mağfiret diler.” (Tirmizî) “Allâh, bir şey yiyip içtikten sonra kendisine hamdeden kimseden râzı olur.” (Müslim)
    Peygamber (s.a.v.) süt içti, su getirtip ağzını çalkaladı ve
    şöyle dedi: “Bunda yağ vardır.” (Tirmizî)
    “Azı dişlerin arasında kalan yemek kırıntıları dişleri zayıflatır.” (Taberânî)

    • 2 dk.

Müşteri Yorumları

4,8/5
4 Oy

4 Oy

En Popüler Din ve Maneviyat Podcast’leri

GÖNÜL SADASI
Sadettin Ökten - Kemal Sayar
Vaiz Fatma Bayram ile Sohbetler
Fatma Bayram
Kuran-ı Kerim Meali
Diyanet Dijital
Hayati İnanç — Can Veren Pervâneler
Ahmet Çadırcı
Omar Suleiman
Muslim Central
Kuran-ı Kerim
Diyanet Dijital