58 min

20. Program: Ekonomide geriye dönüş adımlar‪ı‬ UFUK TURU

    • Politics

19. programın devamı olan bu programın konuğu yine Marksist sosyolog doktor Emrah Doğan Zıraman'dı.

H. Selim Açan, sohbeti açarken geriye dönüş süreçleri ele alınırken partideki ve proletarya diktatörlüğü sistemindeki yozlaşma başta olmak üzere konunun daha çok ideolojik ve siyasal yönleri üzerinde durulduğuna dikkat çekti. Bir sömürü düzeninin yerini başka bir sömürü düzeninin aldığı tarihteki diğer toplumsal dönüşüm süreçlerinden farklı olarak sosyalizmin yukardan aşağıya inşa edilen bir düzen oluşu dikkate alınacak olursa bunun hem teoriye hem de tarihsel gerçekliğe uygun bir yaklaşım olduğunu belirtti.

Fakat bu arada ekonomik yaşamda kapitalizme özgü olgu ve mekanizmaların değişik biçimlerde adım adım geri getirilip etkinlik alanlarının genişlemesinin gözardı edilmemesi gerektiğine işaret etti. Bu boyutun en fazla maddi teşvik sistemine indirgenmesinin yetersizliğini vurguladı. Değer yasasının etkinlik alanının daraltılacağı yerde genişletilmesiyle sınıfsal farklılaşma süreçlerinin önünü açan ücret eşitsizliklerini derinleştirecek uygulamaların kalıcılaşması başta olmak üzere bu alandaki kapitalist yaklaşım ve uygulamaların geriye dönüş süreçlerinde partide ve proletarya diktatörlüğü sistemindeki bozulma kadar etkili olduğunun altını çizdi. Bu bağlamda, kapitalist kâr anlayışını esas alan 1949'daki Voznosenski reformlarıyla 1960 sonrasının Lieberman reformları arasındaki özsel ortaklığa ve özellikle ikincisinin yaşama geçirilişiyle diğer alanlarda da kapitalizme geri dönüş sürecinin hız kazanmasına işaret etti.

Emrah Doğan Zıraman ise sosyalizmin tarihine dair olgu ve süreçleri ele alırken Marksizmin tarih anlayışını akılda tutarak yaklaşmanın önemine dikkat çekerek başladı konuşmasına. Bunun da konunun nesnel yönleriyle öznel yönlerini birbirlerinden koparmadan ele almayı gerektirdiğini hatırlattı. Buradan Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin tasfiyesi sürecinde meta ekonomisinin ortadan kaldırılması yönündeki adımlarla ilerleyen yıllarda onların da içini boşaltacak yönelim ve uygulamalara geçti. Proletarya iktidarının üretim araçlarına el koyarak devletleştirmesiyle planlı ekonomiye geçişin sosyalizmin inşası yolunda atılan ilk büyük devrimsel adımlar olduğunun altını çizdi. “Fakat bunların tek başına yeterli olmadığını da tarih bize gösterdi” diye ekledi. Bu noktada gözümüzü dikmemiz gereken nokta meta dolaşımının nasıl sürdürüldüğüdür” dedi.

Zıraman, konuşmasının devamında, merkezi planlama düşüncesi ve uygulamasından adım adım vazgeçilmesini meta ekonomisinin yeniden etkin hale gelmesi sürecinde “ilk büyük kırılma noktası” olarak tanımladı. Değişik biçim ve gerekçelerle ücret eşitsizliklerini hortlatan uygulamaların ikinci vahim adım olduğunu belirtti. Partideki görüş ayrılıkları ve tartışmaların da son tahlilde bunlarla da bağlantılı olarak özünde hangi ekonomik sistem yolunda ilerleneceği tartışması olduğuna dikkat çekti.

Emrah Doğan Zıraman ilk bölümdeki konuşmasını, “Bir yerde meta varsa orada hâlâ kapital ilişkisi var demektir. Sistem bütünüyle kapitalist olmayabilir ama meta ilişkisi kapitalizme özgü bir ilişkinin varlığı-yaşadığı anlamına gelir” tezini açımlayarak sürdürdü.

İkinci bölüme geçişin başında H. Selim Açan, bir ürünün hangi koşullarda meta özelliği kazandığına dair kısa bir hatırlatmada bulundu. Bu hatırlatma ışığında maddi teşvik sisteminin sosyalizmin doğasına ve amaçlarına aykırılığı üzerinde durdu. Nesnel koşulların dayatmasıyla geçici bir dönem için başvurmak zorunda kalınabilecek bu ve benzeri geri adımların teorileştirilip kalıcı hale getirilmesinin geriye dönüş süreçlerindeki olumsuz rolüne dikkat çekti. (...)

19. programın devamı olan bu programın konuğu yine Marksist sosyolog doktor Emrah Doğan Zıraman'dı.

H. Selim Açan, sohbeti açarken geriye dönüş süreçleri ele alınırken partideki ve proletarya diktatörlüğü sistemindeki yozlaşma başta olmak üzere konunun daha çok ideolojik ve siyasal yönleri üzerinde durulduğuna dikkat çekti. Bir sömürü düzeninin yerini başka bir sömürü düzeninin aldığı tarihteki diğer toplumsal dönüşüm süreçlerinden farklı olarak sosyalizmin yukardan aşağıya inşa edilen bir düzen oluşu dikkate alınacak olursa bunun hem teoriye hem de tarihsel gerçekliğe uygun bir yaklaşım olduğunu belirtti.

Fakat bu arada ekonomik yaşamda kapitalizme özgü olgu ve mekanizmaların değişik biçimlerde adım adım geri getirilip etkinlik alanlarının genişlemesinin gözardı edilmemesi gerektiğine işaret etti. Bu boyutun en fazla maddi teşvik sistemine indirgenmesinin yetersizliğini vurguladı. Değer yasasının etkinlik alanının daraltılacağı yerde genişletilmesiyle sınıfsal farklılaşma süreçlerinin önünü açan ücret eşitsizliklerini derinleştirecek uygulamaların kalıcılaşması başta olmak üzere bu alandaki kapitalist yaklaşım ve uygulamaların geriye dönüş süreçlerinde partide ve proletarya diktatörlüğü sistemindeki bozulma kadar etkili olduğunun altını çizdi. Bu bağlamda, kapitalist kâr anlayışını esas alan 1949'daki Voznosenski reformlarıyla 1960 sonrasının Lieberman reformları arasındaki özsel ortaklığa ve özellikle ikincisinin yaşama geçirilişiyle diğer alanlarda da kapitalizme geri dönüş sürecinin hız kazanmasına işaret etti.

Emrah Doğan Zıraman ise sosyalizmin tarihine dair olgu ve süreçleri ele alırken Marksizmin tarih anlayışını akılda tutarak yaklaşmanın önemine dikkat çekerek başladı konuşmasına. Bunun da konunun nesnel yönleriyle öznel yönlerini birbirlerinden koparmadan ele almayı gerektirdiğini hatırlattı. Buradan Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin tasfiyesi sürecinde meta ekonomisinin ortadan kaldırılması yönündeki adımlarla ilerleyen yıllarda onların da içini boşaltacak yönelim ve uygulamalara geçti. Proletarya iktidarının üretim araçlarına el koyarak devletleştirmesiyle planlı ekonomiye geçişin sosyalizmin inşası yolunda atılan ilk büyük devrimsel adımlar olduğunun altını çizdi. “Fakat bunların tek başına yeterli olmadığını da tarih bize gösterdi” diye ekledi. Bu noktada gözümüzü dikmemiz gereken nokta meta dolaşımının nasıl sürdürüldüğüdür” dedi.

Zıraman, konuşmasının devamında, merkezi planlama düşüncesi ve uygulamasından adım adım vazgeçilmesini meta ekonomisinin yeniden etkin hale gelmesi sürecinde “ilk büyük kırılma noktası” olarak tanımladı. Değişik biçim ve gerekçelerle ücret eşitsizliklerini hortlatan uygulamaların ikinci vahim adım olduğunu belirtti. Partideki görüş ayrılıkları ve tartışmaların da son tahlilde bunlarla da bağlantılı olarak özünde hangi ekonomik sistem yolunda ilerleneceği tartışması olduğuna dikkat çekti.

Emrah Doğan Zıraman ilk bölümdeki konuşmasını, “Bir yerde meta varsa orada hâlâ kapital ilişkisi var demektir. Sistem bütünüyle kapitalist olmayabilir ama meta ilişkisi kapitalizme özgü bir ilişkinin varlığı-yaşadığı anlamına gelir” tezini açımlayarak sürdürdü.

İkinci bölüme geçişin başında H. Selim Açan, bir ürünün hangi koşullarda meta özelliği kazandığına dair kısa bir hatırlatmada bulundu. Bu hatırlatma ışığında maddi teşvik sisteminin sosyalizmin doğasına ve amaçlarına aykırılığı üzerinde durdu. Nesnel koşulların dayatmasıyla geçici bir dönem için başvurmak zorunda kalınabilecek bu ve benzeri geri adımların teorileştirilip kalıcı hale getirilmesinin geriye dönüş süreçlerindeki olumsuz rolüne dikkat çekti. (...)

58 min