212 episodes

Bu podcast şirketlerin değer yaratmasının çalışan ve müşterilerine insan odaklı yaklaşmalarıyla mümkün olacağını, tasarım odaklı düşünme, davranış psikolojisi, inovasyon ve yaratıcılık alanında uzman yerli ve yabancı, profesyonel ve akademisyenlerin görüşleri ışığında ele alıyor. 📧 mete@innolabz.ist🙋🏻‍♂️ www.linkedin.com/in/meteyurtsever🛟 https://www.patreon.com/MeteYurtsever 

Değer Yaratmanın Formül‪ü‬ Mete Yurtsever

    • Business
    • 5.0 • 1 Rating

Bu podcast şirketlerin değer yaratmasının çalışan ve müşterilerine insan odaklı yaklaşmalarıyla mümkün olacağını, tasarım odaklı düşünme, davranış psikolojisi, inovasyon ve yaratıcılık alanında uzman yerli ve yabancı, profesyonel ve akademisyenlerin görüşleri ışığında ele alıyor. 📧 mete@innolabz.ist🙋🏻‍♂️ www.linkedin.com/in/meteyurtsever🛟 https://www.patreon.com/MeteYurtsever 

    Kadir Ceran ile İnovasyonu Çoğaltmak

    Kadir Ceran ile İnovasyonu Çoğaltmak

    Bu bölümde konuğum İnovasyon Çoğaltıcısı Kadir Ceran.
    25 yılı aşkın çalışma hayatını GE, Ford, Bosch, Stelantis, Arçelik, Tofaş gibi Fortune 100 ve 500 şirketlerinde "uygulamalı" Ar-Ge, inovasyon, teknoloji ve dijitalleşme rolleri, strateji ve iş geliştirme görevleri üstlenen, son yıllarda ise ikiz dönüşüm konusuna eğilen Kadir Ceran’la samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Kadir ile pandemi döneminde tanışmıştık ve o günlerden beri kendisini podcastimde ağırlamak istiyordum, kısmet bugüneymiş.
    Kadir günümüzde giderek daha fazla ağırlık kazanan teknoloji ve dijitalleşme alanında birçok proje yönetmiş, kendi patentli tasarımları olan bir uzman ama aynı zamanda akademide ders veren, şirketlere yol gösteren ve sektörü temsil eden organizasyonlarda yöneticilik yapmış biri. O nedenle bu konularda epey anlatacağı var. Doğrusu bunca deneyime rağmen kendisinin gösterdiği alçak gönüllüğü başkalarında görememekten de biraz şaşkın. Ben de onu yakalamışken konuyla ilgilenen kesimlerde var olduğuna inandığım kafa karıştıran soruları sormaya çalıştım. Ar-ge ve inovasyon arasındaki ilişkiden, patentlerin kullanımından, ar-ge merkezlerinden ve açık inovasyonun uygulamasından, kurumlarda inovasyonun nasıl hayata geçirilebileceğinden bahsettik.
    Bu konularla ilgileniyorsanız samimiyetimizin verdiği rahatlıkla yaptığımız bu sohbeti dinlemekten keyif alacağınıza inanıyorum.
    Kadir Ceran’ın Linkedin profili
    https://www.linkedin.com/in/kadirceran/
    Support the show

    • 47 min
    der ya Kitap Kulübü ile Üçüncü Kapı

    der ya Kitap Kulübü ile Üçüncü Kapı

    Kitap Kulübü’müzün 39uncu buluşmasında Alex Banayan’ın “Üçüncü Kapı” adlı kitabını konuştuk.
    Bu özel bir deneyim oldu zira biz bu kitapla Türkiye’de okuyucularıyla buluştuğu andan itibaren beraberiz diyebilirim. Lansman toplantısının organizasyonundan Sevgili Editör Mürsel Çavuş sayesinde haberdar oldum. 4 Ocak günü Minoa Pera’da yapılan lansman toplantısına 5 üyemiz ile birlikte Boyner Yayınları tarafından davet edildik. Hatta öncesinde yazar Alex Banayan ve Kaan Sekban ile kahvaltı eşliğinde güzel bir sohbet etme imkanımız oldu. Sonra ikilinin söyleşisini dinledik. Youtube’da yayınlanan bu söyleşinin linkini bölüm notlarında bulabilirsiniz.
    Çarşamba akşamki buluşmamıza Alex’i de davet etmiştik ama bir programıyla çakıştığı için katılamadı, fakat bir video çekip göndermiş onu da hemen girişte paylaşıyorum.
    Kitap klasik bir kişisel gelişim kitabı değil, bir otobiyografi gibi ama iş ve sanat alanında başarılı kişilerle yapılan söyleşilerle bir pratik rehber niteliğine bürünüyor. Biz kulüp olarak beğendik, bakış açımızı genişlettiğine inanıyoruz. Hızlı ve rahat okunan bir kitap, sizi madde madde tavsiyelere boğmuyor ama gelişim alanlarınız hakkında düşündürüyor.
    Bir sürpriz de Boyner Yayınları Direktörü Zeynep Erkurt Çelik’in de söyleşimize katılması oldu. Toplantının sonunda çok güzel yorumlar yaptı. Böylelikle lansmanından başlayarak yazarı ve yayıncısı ile sohbetiyle eşsiz bir deneyim yaşamış olduk.
    Bu bölümde görüşlerini paylaşan arkadaşlar
    (02:13) Alex Banayan, (03:00) Aycan Acar Şahin, (06:15) Ersin Polat, (10:34) Aslı Nur, (12:14) Elif Burcu Yılmaz, (15:38) Ayşenur Sarıkaya Masat, (20:27) Aydan İrem Sungur, (25:28) Suat Soy, (28:29) Yavuz Abut, (35:22) Ersin Polat, (38:13) Aycan Acar Şahin, (40:15) Aslı Nur, (42:50) Aydan İrem Sungur, (46:14) Suat Soy ve (47:32) Zeynep Erkurt Çelik

    Kaan Sekban ve Alex Banayan ile Üçüncü Kapı Felsefesi Söyleşisi (Youtube linki)
    https://www.youtube.com/watch?v=XryRUAINp5c&ab_channel=BoynerGrup
    Support the show

    • 53 min
    der ya Sinema Kulübü ile Para Avcısı

    der ya Sinema Kulübü ile Para Avcısı

    Sinema Kulübümüzün sekizinci buluşmasında “Para Avcısı” ya da orijinal adıyla “Wolf of Wall Street” adlı filmi konuştuk.
    2013 yılında gösterime giren Martin Scorsese’in yönetmenliğini yaptığı başrolünde Leonardo Di Caprio, Jonah Hill ve Margot Robbie (Barbie filminden tanıyacağınız) yer alıyorlar. Film Jordan Belfort'un gerçek hikayesine dayanıyor, rezilcesine çılgın bir hayat yaşayan zengin bir borsacıya yükselişinden suç, yolsuzluk ve FBI tarafından tutuklanmasına uzanan hikayesi.
    Filmin meşhur sahnelerinden birinde Di Caprio’ya öğle yemeğinde Matthew McConaughey Wall Street’ten ve brokerların nasıl para kazandığından bahsediyor. Bu yaptığımız “Fugazi” diyor İtalyancadan Amerikan İngilizcesine geçmiş bir tabir, gerçekte var olmayan, bir hile anlamında. “Biz bir şey üretmiyoruz, müşteriye de para kazandırmıyoruz, yani kağıt üstünde kazanıyor ama eline bir şey geçmiyor, çünkü kazandığı paralarla sürekli yeni hisseler aldırıyoruz ama kendimiz komisyonlardan nakit para kazanıyoruz” diyor.
    Bu hile ve dolandırıcılık konusundan biz de ponzi şemalarını insanların nasıl olup da kandıklarını konuştuk filmden ziyade. Sürü psikolojisinden, insanların nasıl manipüle edildiklerinden konuştuk. Bir de nasıl olup da ülkedeki bunca dolandırıcılığa rağmen bunun gündemi sarsmadığını, kimsenin pek de üstünde durmadığını, hatta neden filmlere konu olmadığını da sorguladık.
    En sonda ise toplumdaki görüş ayrılıklarını nasıl karşılamamız gerektiğini tartıştık. Özden Bekir Karakaş üstad hem felsefe hem sosyoloji perspektifinden bu sohbeti yönlendirdi, biz de Seda Diril Boyraz ve Fatih Yavuz’la küçük katkılarda bulunduk.
     (02:14) Dolandırıcılığın psikolojisi (08:19) Sürüden ayrılan kara koyun (13:48) Bizde dolandırıcılık ve topluma yansımaları (17:51) Saygı duyma ve hoşgörü meselesi 
    Support the show

    • 24 min
    der ya Kitap Kulübü ile Sen Bitti Dediğinde

    der ya Kitap Kulübü ile Sen Bitti Dediğinde

    der ya kitap kulübünün 38. buluşmasında Chris Voss’un Sen Bitti Dediğinde adlı kitabını konuştuk. Bu bölümde her zaman olduğu gibi katılımcılarımızın kitaba ilişkin görüşlerine yer veriyorum.
    Chris Voss uluslararası rehine davalarında çalışan eski bir FBI müzakerecisi. Kariyerindeki tecrübelerine dayanarak hayatınızın her alanında kullanabileceğiniz müzakere tekniklerini sunuyor.
    Kitap kulübünde beni en mutlu eden şeylerin başında üyelerin görüşlerini sakınmadan dile getirebildikleri bir güven ortamı bulmaları geliyor. Bu defa da kitabı beğenenler ve beğenmeyenler vardı. Hatta bir arkadaşımız beğenenlerin erkek, beğenmeyenlerin kadın arkadaşlarımız olduğu tespitini yaptı. Hatta kadınların iyi iletişimci oldukları için kitaba çok tezahürat yapmadıkları ama erkeklerin kitaptaki tavsiyeleri çok yararlı buldukları gibi espriler de yapıldı. Şaka bir yana kadın veya erkek beğenmeyenlerdeki rahatsızlığın iki nedeni olduğunu düşünüyorum. İlki kitaptaki teknikleri manipülatif bulmaları. Yani bir rehine arabuluculuğunda güvenlik güçlerinin korsanlarla görüşmesinde bu taktikler doğal karşılanır ama iş yerinde veya evde samimiyetsiz hatta etik dışı bulunabilir. Bir diğer konu da kültürel farklılıklar. Kitaptaki örneklerin bizim toplumumuza veya kültürümüze çok uygun olmadığı gibi görüşler de dile getirildi ki hak vermemek elde değil. Yine de kitapta farklı bakış açıları ve uygulanabilir tavsiyeler de bulduk. Her yönüyle pratik olmaya dönük bir kitap, bazı bilimsel araştırmalara atıfta bulunulsa da tamamen gerçek hayattan hikayeler ışığında uygulamaya dönük tavsiyeler var. İkna konularındaki kitaplarla ilgiliyseniz, okuma listesinde olmaya aday bir kitap bu.

     (02:29) Meltem Okyar Perdeci, (04:49) Aycan Acar Şahin, (07:14) Meltem Okyar Perdeci, (08:37) Fatih Yavuz, (10:34) Elif Ceylan, (13:43) Fatih Yavuz, (15:44) Ayşenur Sarıkaya Masat, (20:32) Hatice Ergüven Doydum, (22:18) Yavuz Abut, (26:57) Aydan İrem Sungur, (30:23) Suat Soy, (34:32) Yavuz Abut, (42:52) Aydan İrem Sungur, (44:58) Aycan Acar Şahin 
    Support the show

    • 47 min
    Dr.Aylin Löle ile Sadece Eşitlik

    Dr.Aylin Löle ile Sadece Eşitlik

    Bu bölümde konuğum Sosyal Fayda Projeleri Danışmanı Dr. Aylin Löle.
    Aylin Hocamla BÜYEM’deki görevi sayesinde tanışıyoruz. Yakın dönemde üçüncü dönemi tamamlanan Sağlığa Yön Verecek Kadın Liderler programında ve başka birçok projede birlikte çalışma imkanımız oldu. Kendisinin toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki gazetecilik döneminden hatta çocukluğundan bu yana biriktirdiği deneyim ve bilgileri çerçevesinde kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik.
    Konuşmamız, kurucusu olduğu Awen For Us inisiyatifinin doğuş hikayesiyle devam etti. Awen Keltçe’de uyanış anlamına geliyor. Sembolü de kadın ve erkek enerjisi arasındaki dengeyi temsil ediyor. Awen For Us da toplumsal cinsiyet eşitliği için uyanış ve hayatın her alanında, evde, dilde ve işte denge için yola çıkmış.
    Kadının hayatın her alanında eşit yer bulması tüm dünya için de bir mesele. O nedenle objektif bir değerlendirme için her yıl Dünya Ekonomik Forumu tarafından yayınlanan Global Eşitsizlik Endeksi'ne bakabiliyoruz. Ancak orada da maalesef Türkiye'nin durumu içler acısı. Ülkemizin bu alanda karşılaştığı zorlukları ve gelişim alanlarını tartıştık.
    Eşitlik konusu sadece bir “adil olma” meselesi veya talebi değil; toplumun veya bir organizasyonun gücünü bölmekten, tam kapasitesini kullanamamaktan bahsediyoruz. Zaten bu dengesizlik ne kadar belirginse o toplumun veya organizasyonun başarı ve refahına olumsuz yönde yansıyor, bunu endeksten veya iş hayatı üzerindeki akademik çalışmalardan görmek de çok kolay.
    Kadına yönelik şiddeti konuşuyoruz ama önemli bir farkındalık da bu şiddetin farklı biçimleri. Aylin Hoca, özellikle iş yerlerinde ve sosyal ortamlarda (mansplaining, manderstanding, hepeating, manterrupting, bropropriating gibi) kadınlara karşı sergilenen belirli davranış kalıplarının üstünden geçti. Evde, dilde ve iş yerinde eşitliğe odaklanmanın önemini vurgulayarak, bu alanlarda gerçekleştirilmesi gereken değişimleri ele aldı.
    Yakın zamanda yaşadığımız Merkez Başkanı değişikliği hakkında görüşlerini sordum, o da cam uçurum kavramından bahsetti ki, aşağıda bu konuda referans verdiği bir makalenin linkini bulabilirsiniz.
    Son olarak, görünmez emeğin ve toplumsal cinsiyetle ilgili yaygın yargıların üzerine giderek, bu konularda farkındalık yaratmanın ve değişim sağlamanın yollarını tartıştık.
    Bu konuya ilgi duyan herkes, ama özellikle de hemcinslerim ve şirketler için değerli içgörüler ve çözüm önerileri sunan bu söyleşiyi dinlemenizi ve Awen For Us’ı daha yakından takip etmenizi tavsiye ediyorum.

     (01:16) Eşitsizlikle ilgisinin kaynağı (03:56) Awen For Us nasıl doğdu? (06:26) Global Eşitsizlik Endeksi’nde Türkiye’nin karnesi (11:20) Kadına şiddetin farklı şekilleri (15:56) Sivil toplum kuruluşlarının rolü (18:17) Cam uçurum (22:14) Evde, dilde ve işte eşitliğe odaklanmak (25:55) Görünmez emek ve toplumsal cinsiyet hakkındaki yargılarımız (29:15) Dr.Aylin Löle’nin değer yaratma formülü 
    Awen For Us’in Instagram hesabı:
    https://www.instagram.com/awen_for_us
    Awen For Us’ın web sitesi:
    https://www.awenforus.com/
    “Cam uçurum” konusunda bahsi geçen Menekşe Tokyay’ın makalesi:
    https://www.perspektif.online/cam-tavan-ile-cam-ucurum-arasi-yorgun-hayatlar/
    Support the show

    • 33 min
    der ya Sinema Kulübü ile Not Defteri

    der ya Sinema Kulübü ile Not Defteri

    Sinema Kulübümüzün yedinci buluşmasında “Notebook” adlı filmi konuştuk.
    Film Nicholas Sparks’ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlanmış. Sıradan bir aşk hikayesi gibi görünüyor ancak hem başroldeki oyuncuların performansı hem de hikayenin evrilişi sizi filme çekiyor.
    Her zaman olduğu gibi konuştuklarımız film hakkında spoiler içeriyor. Öte yandan filmi izlemeden yorumlarımızın bazıları size bir şey ifade etmeyecektir.
    1940’larda Güney Karolina’da iki gencin yaşadığı yaz aşkıyla başlıyor. Ancak gençler arasındaki sosyal statü farkı kızın ailesinin baskısıyla onları ayırıyor. Zamanla kızın yeni bir ilişkisi oluyor, bu kez ailesinin de onayı olduğu için ilişki evliliğe doğru ilerliyor. Kız tam eski sevgilisini unuttu zannederken bir tesadüfle tekrar onu hatırlıyor ve bir anlamda o defteri kapatmak için yüzleşmek istiyor. Ancak eski sevgilinin kendisine ulaşmak istediğini ve annesinin buna mani olduğunu öğrenerek bir ikilemde kalıyor.
    Filmin tamamını anlatmayayım ama beni etkileyen konu kızın iki ilişkisinin de çok dengeli unsurlar barındırması, yani dramatik gerilimin çok dengeli verilmesi. Ben izlerken kızın nasıl davranması gerektiğine karar veremedim ve bu beni filmde tuttu.
    Öncelikle mutluluğun ne olduğunu düşündürdü bana. İki tarafta da sizi seven ve düşünen biri var, ama yaklaşımları farklı.
    Film bana bir anlamda “Selvi Boylum Al Yazmalım”ı çağrıştırdı. Türkan Şoray’ın Kadir İnanır ve Ahmet Mekin arasındaki seçiminde bambaşka dinamikler vardı tabii, ama bir anlamda o da sevgi ve mantık arasında bir seçimdi. Filme konu olan Cengiz Aytmatov’un kitabında yer almayan meşhur replik de buna işaret ediyordu. "Sevgi neydi; sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti”. Bu arada Türkan Şoray’ın filmin sonunu senaryoya aykırı olarak değiştirme (izleyici mutlu son sever diye) ve Asya’yı İlyas’a (Kadir İnanır’a) döndürme ısrarı ise Rüçhan Adlı’nın devreye girmesiyle çözülmüş. Yoksa Atıf Yılmaz da ikna olmuş gibiymiş, Ali Özgentürk direnmiş, bunu onun hatıratından öğreniyoruz. Yani toplum vicdanı da bir enteresan niye kendisini aldatan bir insana dönmek mutlu son olsun. Bu noktada da “aşk her şeyi affeder mi” sorusuna ve Şebnem Ferah’a bir selam gönderelim. Bölümde dinleyeceğiniz bir arkadaşımızın görüşü de kadının toplumdaki duruşunun nasıl değişebileceğine de işaret ediyor.
    Filmde bizi etkileyen bir konu da Alzheimer nedeniyle Allie’nin bütün geçmişini onun tuttuğu not defterinden öğrenmemiz. O nedenle biraz unutmayı ve alışkanlıkları da konuştuk.
    Filmin görüntülerinin ve müziklerini de etkileyici bulduğumuzu söylemeden geçmeyelim.

    (03:26) Can Berk Aygan (05:18) Mete Yurtsever (06:42) Ayşenur Sarıkaya (08:43) Elif Burcu Yılmaz (11:15) Pınar Musaoğlu (13:02) Can Berk Aygan
    Support the show

    • 17 min

Customer Reviews

5.0 out of 5
1 Rating

1 Rating

Top Podcasts In Business

Money Rehab with Nicole Lapin
Money News Network
REAL AF with Andy Frisella
Andy Frisella #100to0
Leading Up With Udemy
Udemy
Money Stuff: The Podcast
Bloomberg
The Money Mondays
Dan Fleyshman
Young and Profiting with Hala Taha
Hala Taha | YAP Media Network

You Might Also Like