4 min

ÖZGÜR BAYRAM SOYLU - Son Raund: Ev Sahibi Vs Kirac‪ı‬ Yeni Şafak Yazarlar

    • News

Enflasyonla mücadele sürecinin hayatımıza kazandırdığı yeni mekanizmalardan birisi de konut
kiralarında Haziran 2022’de hayata konan %25’lik zam sınırı idi. Farklı kriterler ekseninde olsa
da Avusturya, İngiltere, İtalya, Hollanda, ABD, Malta gibi pek çok ülkede tarihsel süreç içerisinde
hayata geçirilmiş bir uygulamanın Türkiye versiyonundan bahsediyoruz. Konut satış ve kiralama
fiyatlarındaki artışların astronomik değerlere ulaşması enflasyonist ortamda kira artışlarına sınır
koyulması ihtiyacını ortaya çıkarmıştı. Söz konusu uygulama her ne kadar ev sahibi ve kiracılar
arasında lehte ve aleyhte sonuçlar ortaya çıkarmış olsa da görünen o ki uygulamada sona doğru
yaklaşılıyor. Konut fiyatlarındaki artış eğiliminin yavaşlaması, yıl sonu ve 12 aylık
enflasyon beklentilerinin aşağı yönlü olması kirada %25 sınırına ihtiyaç kalmayacağına
dair sinyaller veriyor. Hazine ve Maliye Bakanı’nın kira artış sınırının devam etmesi için bir
sebep görmediğini ifade etmesi de aslında ev sahibi ve kiracılar arasındaki kıyasıya
mücadelenin normalleşmeye gitmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Peki gerçekten de ev sahibi ve
kiracı arasındaki çekişmenin son raunduna mı şahitlik ediyoruz.
TEORİ İLE PRATİK UYUŞMAZLIĞI
Hangi alanda olursa teoriler, kurallar, disiplinler kulağa hoş gelse de zaman zaman uygulama
pratiğinden uzak olabiliyorlar. Şairin dediği gibi her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla. Gerçek
dünyanın karmaşıklığından uzak, varsayımlar ve sınırlamaları ihmal eden, insan
davranışları ve tepkilerini azımsayan, kaynak ve kısıtları önemsemeyen, ölçek farklılıkları
ve çevresel değişkenleri dikkate almayan düzenlemeler teori ve pratik arasında boşluk
oluşturabiliyor. Tıpkı konut kiralarına konan zam sınırlamasının uygulamasında olduğu gibi.
İnsan faktörünün çok yoğun olarak yaşandığı sektörde bazen ev sahibi ve kiracılar resmi
uygulamada bazen %25 ile vicdanlar arasında bir seviyede bazen de vicdanın ötesinde bir
artış ile karşı karşıya geldiler. Kimi rauntları ev sahipleri kimi rauntları ise kiracılar
kazandı. Hizmet sektöründe yoğun olarak gündeme gelen fırsatçılık kendisini hem satışta
hem de kiralamada güçlü bir şekilde gösterdi.
NEREDEN NEREYE
Konut arzının yetersiz kalması, 2019 yılının sonundan itibaren enflasyonun altındaki faizlerin
konut kredilerini ucuzlatması ve bir talep yığınına yol açması, Türk Lirasına duyulan
güvensizliğin güveni gayrimenkul limanında araması gibi pek çok faktör dramatik konut fiyat
artışlarını günümüze kadar getirdi. Bugün geldiğimiz noktada, kredi büyüme sınırlarının
düşürülmesi, kredi büyümesinin dengelenmesi, konut kredi faizlerindeki artışla birlikte
yavaşlama eğilimi gösteren konut piyasasında sular durulmuşa benziyor.

Enflasyonla mücadele sürecinin hayatımıza kazandırdığı yeni mekanizmalardan birisi de konut
kiralarında Haziran 2022’de hayata konan %25’lik zam sınırı idi. Farklı kriterler ekseninde olsa
da Avusturya, İngiltere, İtalya, Hollanda, ABD, Malta gibi pek çok ülkede tarihsel süreç içerisinde
hayata geçirilmiş bir uygulamanın Türkiye versiyonundan bahsediyoruz. Konut satış ve kiralama
fiyatlarındaki artışların astronomik değerlere ulaşması enflasyonist ortamda kira artışlarına sınır
koyulması ihtiyacını ortaya çıkarmıştı. Söz konusu uygulama her ne kadar ev sahibi ve kiracılar
arasında lehte ve aleyhte sonuçlar ortaya çıkarmış olsa da görünen o ki uygulamada sona doğru
yaklaşılıyor. Konut fiyatlarındaki artış eğiliminin yavaşlaması, yıl sonu ve 12 aylık
enflasyon beklentilerinin aşağı yönlü olması kirada %25 sınırına ihtiyaç kalmayacağına
dair sinyaller veriyor. Hazine ve Maliye Bakanı’nın kira artış sınırının devam etmesi için bir
sebep görmediğini ifade etmesi de aslında ev sahibi ve kiracılar arasındaki kıyasıya
mücadelenin normalleşmeye gitmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Peki gerçekten de ev sahibi ve
kiracı arasındaki çekişmenin son raunduna mı şahitlik ediyoruz.
TEORİ İLE PRATİK UYUŞMAZLIĞI
Hangi alanda olursa teoriler, kurallar, disiplinler kulağa hoş gelse de zaman zaman uygulama
pratiğinden uzak olabiliyorlar. Şairin dediği gibi her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla. Gerçek
dünyanın karmaşıklığından uzak, varsayımlar ve sınırlamaları ihmal eden, insan
davranışları ve tepkilerini azımsayan, kaynak ve kısıtları önemsemeyen, ölçek farklılıkları
ve çevresel değişkenleri dikkate almayan düzenlemeler teori ve pratik arasında boşluk
oluşturabiliyor. Tıpkı konut kiralarına konan zam sınırlamasının uygulamasında olduğu gibi.
İnsan faktörünün çok yoğun olarak yaşandığı sektörde bazen ev sahibi ve kiracılar resmi
uygulamada bazen %25 ile vicdanlar arasında bir seviyede bazen de vicdanın ötesinde bir
artış ile karşı karşıya geldiler. Kimi rauntları ev sahipleri kimi rauntları ise kiracılar
kazandı. Hizmet sektöründe yoğun olarak gündeme gelen fırsatçılık kendisini hem satışta
hem de kiralamada güçlü bir şekilde gösterdi.
NEREDEN NEREYE
Konut arzının yetersiz kalması, 2019 yılının sonundan itibaren enflasyonun altındaki faizlerin
konut kredilerini ucuzlatması ve bir talep yığınına yol açması, Türk Lirasına duyulan
güvensizliğin güveni gayrimenkul limanında araması gibi pek çok faktör dramatik konut fiyat
artışlarını günümüze kadar getirdi. Bugün geldiğimiz noktada, kredi büyüme sınırlarının
düşürülmesi, kredi büyümesinin dengelenmesi, konut kredi faizlerindeki artışla birlikte
yavaşlama eğilimi gösteren konut piyasasında sular durulmuşa benziyor.

4 min

Top Podcasts In News

Vlevo dole
Seznam Zprávy
Vinohradská 12
Český rozhlas
5:59
Seznam Zprávy
Kecy a politika
Bohumil Pečinka, Petros Michopulos
Šťastný podcast
Seznam Zprávy
Host Lucie Výborné
Český rozhlas