Derinlere Çıkmak Salih Furkan
-
- Society & Culture
Hannah Arendt, 1958 yılında "İnsanlık Durumu"nu yazdı. Başına insanı koyan eserler özellikle iki dünya savaşıyle beraber artmıştır. Bu bitmekte ve kaybetmekte olan insanın durumudur. Arendt'in eseri "Vita Activa" kavramı ile açılır. Bir şekilde modern insan için üç önemli eylemin kavrama dökülmüş hali: emek, iş ve eylem. Şimdi biz insanlığın bu üç kavramda yeterince haddini aştığını söylüyoruz. Başa dönmeyi öneriyoruz. Derin düşünmeye, Vita contemplativaya.
-
İsmet Özel: Üç Mesele "Sanat,Siyaset, vs."
İkinci bölümü İsmet Özel’in sanat ve siyaset bağlamında ele aldığı fayda kavramı ile açıyoruz. Biz kendi izlenimlerimizi metinden yola çıkarak paylaşmaya devam edeceğiz. Şu var ki ortada sanatçı ya da siyasetçi diyebileceğimiz kişiler var mı? Bu nedenle de başlığa bir “vesaire” eklenmiş. Yani işin vesaire kısmına geldiysek bir şeylerin olmamasına dayanıyoruz demektir. Sanat, siyaset ve
tefekkür alanı günümüzde artık vesaire kalibresine inen şeyler. Vesaire bir şeyler olduğuna işaret değil olmadığını imleyen bir şey daha çok. -
Düşünen Kitaplar: 14.Bölüm "Nedir Bu Sinema?"
Andreas Balint Kovacs, Modernizmi Seyretmek, çev. Ertan Yılmaz
Andrey Tarkovsky, Mühürlenmiş Zaman, çev. Füsun Ant
Roland Barthes,Camera Lucida: Fotoğraf Üzerine Düşünceler, çev. Reha Akçakaya
Gilles Deleuze, Sinema I-II “Hareket İmge”, “Zaman İmge”
Andre Bazin, Sinema Nedir?, çev. İbrahim Şener -
İsmet Özel, Üç Zor Mesele: "Sahne Işıkları"
Hayal, insanın istekleri, özlemleri yönünde kafasında meydana getirdiği bir suni ortam, bir zan, bir kuruntudur. Hayalden kuruntuya bir yol çıkar. Rüya ise insanüstü bir kuvvetin tesiri altında görülen ve benim gerçek kabul ettiğim bir istikamettir. Nedir rüya? İnanca bağlılığın insanüstü bir kuvvet tarafından
insanda kavileşmesidir. Rüya hakikatin cüzüdür. Rüyanın yalan söyleme imkânı bulunmaz. Hayalse özü itibariyle hakikatten beslenen ama gerçeğin çölünden gelendir. Rüya düştür. O uykuya içkindir. Hayal ise uyanıkken uyumayı telkin eder çoğunlukla. -
Düşünen Kitaplar, 13.Bölüm: "Marx Dede"
* Pitirim Sorokin, Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri, çev. Mete Tunçay
* Karl Marx, 1844 El Yazmaları
* Alman İdeolojisi "Feuerbach"
* Felsefe İncelemeleri,
* Grundrisse -
Spinoza'da "Affection" Kavramı
Etika, Ortaçağ geleneğine göre yazılsa da anlaşılır bir kitaptır.
Böyle şeylere yaklaşırken korkularımızı yenmeliyiz. Yine de çetrefilli bir kavramla karşı karşıyayız. Affect duygu olarak çevrilebilir, Latince kalıbıyla affectio duygulanış olarak karşılanıyor; Hilmi Ziya affection kavramına duygulanım demiş. Bunların aslında çok önemi yok. Eksik gibi tüm bu karşılamalar. Önemli olan bu kavramı tefekkür etmek. Kavramı bir şeyin
üzerindeki her türlü tesir, etki alanı oluşturma hatta izler olarak
karşılayabiliriz. Buna bir tanım getirmek çok güç. Üzerine düşünebiliriz ama. Çünkü Spinoza’da hayat, akış içerisinde üzerimizde etkisi olan ya da bize çarpan sayısız şeylerin etkisinin toplamıdır. Tüm bu etkiye affection diyoruz. Hala tanımın eksik olduğunu unutmayalım. Çünkü hayatımız tüm etkileri
tanımlayacak çapın çok ötesindedir. Kısacası kelimenin karşılığını, duygulanış ya da duygulanım ne kadar kaldırabiliyor bu şüpheli. Zira burada karşılaşmalarımızın üzerimizde bıraktığı etkiden söz
ediyoruz. Bu, her an akış içinde olan bir şey. Buradaki net olmayış şu: Spinoza için beden ve ruh ayrımı tartışmalı bir mesele. Can, beden, ruh gibi kavramları bir kenara koyarak affectionu şöyle anlamaya çalışalım: bütün veçheleriyle bir etki altındayız. Spinoza için metafiziksel olan ile cismani olanın farkı yok. Zaten özü tözden ayıramıyoruz onda. -
Düşünen Kitaplar 12. Bölüm: "Nedir Bu Sanat?"
E.H. Gombrich, Sanatın Öyküsü, Remzi Kitabevi
Larry Shiner, Sanatın İcadı, çev. İsmail
Türkmen, İstanbul 2017, 4. Basım
L.N. Tolstoy, Sanat Nedir?, çev. Mazlum Beyhan,
İstanbul 2019
Hans Belting, Floransa ve Bağdat; Doğuda ve Batıda
Bakışın Tarihi, çev. Zehra Akarsu Yılmazer
Walter Benjamin, Son Bakışta Aşk, çev.Nurdan
Gürbilek