2 dk.

AİLEDE REİSLİK KİMDE OLMALI? - 27 NİSAN 2024 - MEVLANA TAKVİM‪İ‬ Mevlana Takvimi

    • İslam

Farklı vücut ve ruh yapılarıyla kadın ve erkek evlilikte bir
bütünlük oluştururlar. Bu farklılıkların görev paylaşımında
göz önüne alınması tabidir. Günümüzde kadının statüsü
gittikçe değişmekte, daha çok aktif olmakta, çalışmaya yönelmekte ve adeta erkeksi rollere bürünmektedir. Kadını erkekten ayıran ruhi farklar bu şekilde törpülenmekte, kadın
da anneliğe mahsus hisler açısından fakir ve bencil olmaktadır. Böylece evde kadının hakim olduğu “anne tipi aile”ler
gittikçe artmaktadır.
Halbuki bir yaşında, annenin çocuğa karşı ilgi ve bakımı, desteği uygun doyum sağlayabilecek seviyede ise
çocuk gelecek gelişim basamaklarını kolay aşar. Anne
otoriter, erkek rolünü üstlenmişse; çocuğa yeterli duygusal
doyumu sağlayamaz. Araştırmacı Pitts’e göre; otoritenin
kimde olduğunun bi linmesi gerekir ve otorite aile refahını
sağlayan kişiye verilmelidir.
Otorite olmayıp, aile çevresinde anneye ve babaya ait
iki ayrı kaide ve yasak topluluğu olursa, çocuk neye itaat et·
mesi gerektiği hakkında bir fikir edinemeyecektir. Bu halde
çocuk hangi tarafı memnun edeceği konusunda tereddüte
düşer. Daha sonra bu ikiliği kendi menfaatleri doğrultusunda kullanarak, çok zararlı özellikler ve bozuk bir şahsiyet
geliştirir. Aslında her grubun bir başkanı olur ve bu bellidir.
Yönetim kurulu başkanı olmayan bir firma veya komutanı
olmayan bir ordu anlamsız, beceriksiz olur ve çabucak parçalanıp dağılır. Aynı durum aile için de geçerlidir. Ailenin
bir lidere ihtiyacı vardır, çünkü bu bir iştir ve meşguliyettir.
Kutsal kitabımıza göre de ailenin başkanlığını erkeğin,
kocanın, babanın yapması gerektiği anlaşılır. Tabii babanın
aile reisi olması demek annenin hiçbir fikir beyân edemeyeceği anlamına gelmez. Annenin, ailenin bir ferdi olarak
(özellikle evin içiyle ilgili hususlarda) fikri alınır. Böylece her
fert kendine göre görev almış olur.
(Prof. Dr. Sefa Saygılı, Evlilikte Mutluluk Sanatı, s.39-41)

Farklı vücut ve ruh yapılarıyla kadın ve erkek evlilikte bir
bütünlük oluştururlar. Bu farklılıkların görev paylaşımında
göz önüne alınması tabidir. Günümüzde kadının statüsü
gittikçe değişmekte, daha çok aktif olmakta, çalışmaya yönelmekte ve adeta erkeksi rollere bürünmektedir. Kadını erkekten ayıran ruhi farklar bu şekilde törpülenmekte, kadın
da anneliğe mahsus hisler açısından fakir ve bencil olmaktadır. Böylece evde kadının hakim olduğu “anne tipi aile”ler
gittikçe artmaktadır.
Halbuki bir yaşında, annenin çocuğa karşı ilgi ve bakımı, desteği uygun doyum sağlayabilecek seviyede ise
çocuk gelecek gelişim basamaklarını kolay aşar. Anne
otoriter, erkek rolünü üstlenmişse; çocuğa yeterli duygusal
doyumu sağlayamaz. Araştırmacı Pitts’e göre; otoritenin
kimde olduğunun bi linmesi gerekir ve otorite aile refahını
sağlayan kişiye verilmelidir.
Otorite olmayıp, aile çevresinde anneye ve babaya ait
iki ayrı kaide ve yasak topluluğu olursa, çocuk neye itaat et·
mesi gerektiği hakkında bir fikir edinemeyecektir. Bu halde
çocuk hangi tarafı memnun edeceği konusunda tereddüte
düşer. Daha sonra bu ikiliği kendi menfaatleri doğrultusunda kullanarak, çok zararlı özellikler ve bozuk bir şahsiyet
geliştirir. Aslında her grubun bir başkanı olur ve bu bellidir.
Yönetim kurulu başkanı olmayan bir firma veya komutanı
olmayan bir ordu anlamsız, beceriksiz olur ve çabucak parçalanıp dağılır. Aynı durum aile için de geçerlidir. Ailenin
bir lidere ihtiyacı vardır, çünkü bu bir iştir ve meşguliyettir.
Kutsal kitabımıza göre de ailenin başkanlığını erkeğin,
kocanın, babanın yapması gerektiği anlaşılır. Tabii babanın
aile reisi olması demek annenin hiçbir fikir beyân edemeyeceği anlamına gelmez. Annenin, ailenin bir ferdi olarak
(özellikle evin içiyle ilgili hususlarda) fikri alınır. Böylece her
fert kendine göre görev almış olur.
(Prof. Dr. Sefa Saygılı, Evlilikte Mutluluk Sanatı, s.39-41)

2 dk.