2 min

KADIN VE CAMİ - 16 NİSAN 2024 - MEVLANA TAKVİM‪İ‬ Mevlana Takvimi

    • Islam

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz döneminde kadınların
mescide gelip namâz kıldıklarına dair rivayetlerin bulunduğu bir hakikâttir. Ancak, sahabe kadınlarının tesettüre
ve mahremiyete ne denli uyduklarını, hangi kıyafetlerle
cemaate iştirâk ettiklerini de belirtmek gerekir.
O dönemde sabah namâzı gecenin karanlığında kılınır
ve kadınlar bu karanlık içinde tanınmazdı. (Buhari) Ayrıca
Peygamberimiz (s.a.v.), kadınların dağılması için sahabesiyle bekler, daha sonra kalkar ve dağılırlardı. (Buhari)
Günümüz mescitlerinde bu uygulamanın uygulanabilir olduğunu söylemek mümkün müdür?
O dönemde erkek ve kadınların mescide giriş ve çıkış kapıları da ayrılmıştı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz
bir keresinde “Şu kapıyı kadınlara ayırsak nasıl olur”
buyurdular. Bu sözden sonra İbn-i Ömer (r.a.)’in kadınlara
tahsis edilen bu kapıdan ölünceye kadar tek bir kez girdiği
görülmemiştir. (Ebû Davud) Başka bir rivayette ise Hz. Ömer
(r.a.) insanları kadınların girdiği kapıdan girmeye alıkoyuyordu. (Ebû Davud) Bugünkü mescitler de görülen manzara
ile şu rivayetlerin farkını görmemek mümkün değildir.
Günümüz şartlarında erkeğin ilgisini çeken “koku sürünmek, tesettüre uymamak, aynı kapıdan girmek, erkeklerin görebileceği mekânlarda kılmak” gibi yanlış durumlara düşen hanımların camilere teşvik edilmesi doğru
değildir. Ayrıca hanımların camilere gitmelerini gerektirecek ne dinî, ne mantıkî ne de toplumsal hiçbir gerekçe
yoktur.
Kur’an-ı Kerim, annelerimiz olarak nitelediği peygamber hanımlarından bir şey istediğinde perde arkasından
istenmesini emir buyurmuştur. Hikmet olarak da “Bu,
hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha
temiz bir davranıştır” (Ahzab s. 53) buyurmaktadır.
(Basından Derleme)

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz döneminde kadınların
mescide gelip namâz kıldıklarına dair rivayetlerin bulunduğu bir hakikâttir. Ancak, sahabe kadınlarının tesettüre
ve mahremiyete ne denli uyduklarını, hangi kıyafetlerle
cemaate iştirâk ettiklerini de belirtmek gerekir.
O dönemde sabah namâzı gecenin karanlığında kılınır
ve kadınlar bu karanlık içinde tanınmazdı. (Buhari) Ayrıca
Peygamberimiz (s.a.v.), kadınların dağılması için sahabesiyle bekler, daha sonra kalkar ve dağılırlardı. (Buhari)
Günümüz mescitlerinde bu uygulamanın uygulanabilir olduğunu söylemek mümkün müdür?
O dönemde erkek ve kadınların mescide giriş ve çıkış kapıları da ayrılmıştı. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz
bir keresinde “Şu kapıyı kadınlara ayırsak nasıl olur”
buyurdular. Bu sözden sonra İbn-i Ömer (r.a.)’in kadınlara
tahsis edilen bu kapıdan ölünceye kadar tek bir kez girdiği
görülmemiştir. (Ebû Davud) Başka bir rivayette ise Hz. Ömer
(r.a.) insanları kadınların girdiği kapıdan girmeye alıkoyuyordu. (Ebû Davud) Bugünkü mescitler de görülen manzara
ile şu rivayetlerin farkını görmemek mümkün değildir.
Günümüz şartlarında erkeğin ilgisini çeken “koku sürünmek, tesettüre uymamak, aynı kapıdan girmek, erkeklerin görebileceği mekânlarda kılmak” gibi yanlış durumlara düşen hanımların camilere teşvik edilmesi doğru
değildir. Ayrıca hanımların camilere gitmelerini gerektirecek ne dinî, ne mantıkî ne de toplumsal hiçbir gerekçe
yoktur.
Kur’an-ı Kerim, annelerimiz olarak nitelediği peygamber hanımlarından bir şey istediğinde perde arkasından
istenmesini emir buyurmuştur. Hikmet olarak da “Bu,
hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha
temiz bir davranıştır” (Ahzab s. 53) buyurmaktadır.
(Basından Derleme)

2 min