12 min

Arayış - Yeni Sezon Ne Yapmalı?

    • Society & Culture

IG Hesabım: ⁠⁠https://www.instagram.com/mserdarkilic/⁠⁠

Web Sitem: ⁠https://www.mserdarkilic.com/⁠

İstanbul Apartmanları Kitabım: ⁠⁠https://www.amazon.com.tr/dp/6057349105?ref_=cm_sw_r_cp_ud_dp_81JCGCPY7CANR67N8YH5



NE YAPMALI?

BÖLÜM 11 / ARAYIŞ

 

Aramak bulmak
için olsaydı, kıymetli olmazdı.

Arayış sonu
gelmeyen bir yaşamın ilk adımı olabilir miydi?

Tam bulduğunu
düşündüğümüz anda başka birçok kapıyı bize açan da arayış değil midir sahi?

İşte bu bölüm tam
da bu şekilde ortaya çıkıyor, çıkıyor çünkü; bu fikri oluştururken dahi kendi
içinde gelişmeye devam ediyor. Benim kalemimden çıkıp dilimden dökülene dek
içeride milyarlarca bağlantı arasında genişleyip yeni kavramlar yaratmaya devam
ediyor. Yetmiyor, siz dinlerken yeni anlamlara kavuşuyor ve aynı şekilde
genişlemeye devam ediyor.

 

Geçtiğimiz hafta
yaptığı açıklama ile bizim deli dolu gündemimize değil ama sanat dünyasının -tabii
o sanat dünyası da Barbie filmi gündemi arasında yine gerekli ilgiyi
görmemesine rağmen- sanat dünyasının gündemine bomba gibi düşen bir açıklama
ile derin düşüncelerimize bir yenisi daha eklendi.

 

20 yaşında ilk
filmini çeken, Cannes Film Festivalinden aldığı da dahil genç yaşında sinemanın
ilgi çekici isimleri arasına giren Xavier Dolan 34 yaşında sinemayı bıraktığını
tam olarak şu cümlelerle ifade etmeye çalıştı.

 

“İnsanların zar zor gördüğü bir projeye iki yılımı vermek içimden gelmiyor.
Bu hayal kırıklıklarını yaşamak için çok fazla tutku ortaya koydum. Bu,
yönetmenliğimin kötü olup olmadığını merak etmeme sebep oluyor ve öyle
olmadığımı biliyorum.” Diyor El Pais gazetesine verdiği açıklamada Dolan.

 

Açıklamanın
sonundaki “merak etmeme sebep oluyor ve öyle olmadığımı biliyorum” özgüvenini
bir kenara bırakırsak, kendisi için “tükenmişlik sendromu” yorumu yapanlardan “artık
ilgi çekemiyor” olmasına kadar birçok ifade beraberinde geldi.

 

Gerçekten de
kendi söylediği gibi mi yoksa yapılan sert yorumlar gibi mi zamanla anlayacağız
görünüyor.

 

Dolan’ın kendi
ürününü, satmaya çalıştığı duyguyu daha az insana ulaşacak olması dürtüsü mü
harekete geçirdi ya da bundan yeterince finansal kazanç sağlayamayacığını mı
gördü yoksa konuları mı tükendi bunları bilemeyiz. Örneğin kendisini çok
sevebilecek Netflix’in yüklü bir teklifle kapısını çalmasına hayır diyebilir
mi? Disney’in bir çarpık aile ilişkisi dizisi isteğine ne der gibi onlarca sorusu
bizim direkt olarak konumuz olmadığı için hızlıca geçiyorum.

 

Dolan’ın bu
açıklamasının kıymeti harbiyesi aslında günümüzde biraz da imkânı olan, maddi
sıkıntı içinde olmayan birçok insandan hatta belki o sıkıntılar içinde de bir
çıkış yolu arayanlardan farklı değil.  Bu
açıdan baktığımızda konumuz salt olarak Dolan ya da filmleri veya kararı değil.

 

Konu tam olarak
BİZ

Eski bölümleri
dinleyenler, beni tanıyanlar için değil belki ama aramıza yeni katılanlar için
hatırlatmak gerekirse Ne Yapmalı’nın kısmen de olsa toplumsal bir amacı vardı;
yıllarca her şeyi devletten beklemiş elini taşın altına koymamış insanların
artık bir şeyler yapmak istemesini bir derdi olduğunu anlatmaktı yola çıkışımız.
Onlara yer vermek, dinlemek ve BİZ gibi düşünenlere belki ilham vermesiydi.
Sıfır ticari amaç sıfır destek ve hatta kendi imkanlarımla belki finansal olarak
anlamsız olmasına rağmen çıktığım bir yoldu. Velhasıl arada bizi kahreden bir
dev yıkım yaşadık, toplumsal birlikteliği de bölünmeyi de maalesef bir kez daha
gördük. Peşi sıra Demokrasi’ye Sokrates gibi bakan biri olarak seçimleri
yaşadık. Her iki kesimin cehalette yarıştığı, körü körüne gittiği, sadece kendi
mahallesini bilen dinleyenleri

IG Hesabım: ⁠⁠https://www.instagram.com/mserdarkilic/⁠⁠

Web Sitem: ⁠https://www.mserdarkilic.com/⁠

İstanbul Apartmanları Kitabım: ⁠⁠https://www.amazon.com.tr/dp/6057349105?ref_=cm_sw_r_cp_ud_dp_81JCGCPY7CANR67N8YH5



NE YAPMALI?

BÖLÜM 11 / ARAYIŞ

 

Aramak bulmak
için olsaydı, kıymetli olmazdı.

Arayış sonu
gelmeyen bir yaşamın ilk adımı olabilir miydi?

Tam bulduğunu
düşündüğümüz anda başka birçok kapıyı bize açan da arayış değil midir sahi?

İşte bu bölüm tam
da bu şekilde ortaya çıkıyor, çıkıyor çünkü; bu fikri oluştururken dahi kendi
içinde gelişmeye devam ediyor. Benim kalemimden çıkıp dilimden dökülene dek
içeride milyarlarca bağlantı arasında genişleyip yeni kavramlar yaratmaya devam
ediyor. Yetmiyor, siz dinlerken yeni anlamlara kavuşuyor ve aynı şekilde
genişlemeye devam ediyor.

 

Geçtiğimiz hafta
yaptığı açıklama ile bizim deli dolu gündemimize değil ama sanat dünyasının -tabii
o sanat dünyası da Barbie filmi gündemi arasında yine gerekli ilgiyi
görmemesine rağmen- sanat dünyasının gündemine bomba gibi düşen bir açıklama
ile derin düşüncelerimize bir yenisi daha eklendi.

 

20 yaşında ilk
filmini çeken, Cannes Film Festivalinden aldığı da dahil genç yaşında sinemanın
ilgi çekici isimleri arasına giren Xavier Dolan 34 yaşında sinemayı bıraktığını
tam olarak şu cümlelerle ifade etmeye çalıştı.

 

“İnsanların zar zor gördüğü bir projeye iki yılımı vermek içimden gelmiyor.
Bu hayal kırıklıklarını yaşamak için çok fazla tutku ortaya koydum. Bu,
yönetmenliğimin kötü olup olmadığını merak etmeme sebep oluyor ve öyle
olmadığımı biliyorum.” Diyor El Pais gazetesine verdiği açıklamada Dolan.

 

Açıklamanın
sonundaki “merak etmeme sebep oluyor ve öyle olmadığımı biliyorum” özgüvenini
bir kenara bırakırsak, kendisi için “tükenmişlik sendromu” yorumu yapanlardan “artık
ilgi çekemiyor” olmasına kadar birçok ifade beraberinde geldi.

 

Gerçekten de
kendi söylediği gibi mi yoksa yapılan sert yorumlar gibi mi zamanla anlayacağız
görünüyor.

 

Dolan’ın kendi
ürününü, satmaya çalıştığı duyguyu daha az insana ulaşacak olması dürtüsü mü
harekete geçirdi ya da bundan yeterince finansal kazanç sağlayamayacığını mı
gördü yoksa konuları mı tükendi bunları bilemeyiz. Örneğin kendisini çok
sevebilecek Netflix’in yüklü bir teklifle kapısını çalmasına hayır diyebilir
mi? Disney’in bir çarpık aile ilişkisi dizisi isteğine ne der gibi onlarca sorusu
bizim direkt olarak konumuz olmadığı için hızlıca geçiyorum.

 

Dolan’ın bu
açıklamasının kıymeti harbiyesi aslında günümüzde biraz da imkânı olan, maddi
sıkıntı içinde olmayan birçok insandan hatta belki o sıkıntılar içinde de bir
çıkış yolu arayanlardan farklı değil.  Bu
açıdan baktığımızda konumuz salt olarak Dolan ya da filmleri veya kararı değil.

 

Konu tam olarak
BİZ

Eski bölümleri
dinleyenler, beni tanıyanlar için değil belki ama aramıza yeni katılanlar için
hatırlatmak gerekirse Ne Yapmalı’nın kısmen de olsa toplumsal bir amacı vardı;
yıllarca her şeyi devletten beklemiş elini taşın altına koymamış insanların
artık bir şeyler yapmak istemesini bir derdi olduğunu anlatmaktı yola çıkışımız.
Onlara yer vermek, dinlemek ve BİZ gibi düşünenlere belki ilham vermesiydi.
Sıfır ticari amaç sıfır destek ve hatta kendi imkanlarımla belki finansal olarak
anlamsız olmasına rağmen çıktığım bir yoldu. Velhasıl arada bizi kahreden bir
dev yıkım yaşadık, toplumsal birlikteliği de bölünmeyi de maalesef bir kez daha
gördük. Peşi sıra Demokrasi’ye Sokrates gibi bakan biri olarak seçimleri
yaşadık. Her iki kesimin cehalette yarıştığı, körü körüne gittiği, sadece kendi
mahallesini bilen dinleyenleri

12 min

Top Podcasts In Society & Culture

Fail Better with David Duchovny
Lemonada Media
Stuff You Should Know
iHeartPodcasts
Shawn Ryan Show
Shawn Ryan | Cumulus Podcast Network
This American Life
This American Life
Freakonomics Radio
Freakonomics Radio + Stitcher
The Ezra Klein Show
New York Times Opinion