Eski zamanların birinde, bir köyde, küçük Ahmet ve annesi yaşarmış. Çok yoksullarmış. Öyle ki, konu komşunun yardımlarıyla karınlarını doyururlarmış. Yıllar geçmiş, Ahmet büyümüş. Güç bela bir ağ alıp köyün yakınındaki gölde balık tutmaya başlamış. O günden sonra herkes O'nu Balıkçı Ahmet diye çağırmaya başlamış. Günlerden bir gün Ahmet yine gölde avlanırken ağına bir kurbağa takılmış. Ahmet kurbağayı göle geri bıraksa da kurbağa ağına tekrar takılmış. Sonra bir daha ve bir daha. Öyle olunca Ahmet kurbağayı alıp eve getirmiş. Ertesi gün Ahmet ağını alıp yine göle gitmiş. Bu sefer Ahmet pek şanslıymış. Kısa zamanda çokça balık yakalamış ve eve erken dönmeye karar vermiş. Fakat eve gelince bir de ne görsün! Ev tertemizmiş. Üstüne üstük birkaç parça da yeni eşya varmış evde. Bununla kalmamış. Yerde bir sofrada üstünde dumanı tüten yemekler varmış...
Information
- Show
- FrequencyUpdated Semiweekly
- PublishedNovember 2, 2024 at 5:00 AM UTC
- Length16 min
- RatingClean